Site icon Söz Gazetesi

TÜRKİYE’DE TARIM NASIL ÇÖKERTİLDİ?

Günümüzde kentlerdeki tüketicilerimiz gıdalarda aşırı fiyat artışlarından yakınıyorlar ve haklılar. Ya üreticilerimiz. Onlarda para kazanamıyorlar. Bütün bunlara karşılık çoğumuz sonuçlardan şikayet ediyoruz. Ancak neden-sonuç ilişkileri üzerinde durmuyoruz.

İzin verirseniz önce “Tarımda Geldiğimiz Nokta”’yı kısaca gözden geçirelim ve daha sonra “Neden-Sonuç İlişkileri” üzerinde duralım.

Tarımda Geldiğimiz Nokta Ne?

Tarımsal Üretimimiz Neden Yetersiz Oldu?

Güncel Konu; Et Açığı Neden Kaynaklandı?

İçinde yaşadığımız kırmızı et açığı, Türkiye’de temelde çiftçimizin artık para kazanamaz duruma geldiğinin en somut bir sonucu. Biraz açalım; et açığı da, 1980’li yılardan beri uygulanan dışa bağımlı neoliberal politikalardan kaynaklanıyor.

Yıllar öncesine gidelim, içinde yaşanan krizin tetikleyicisi, 2008–2009 da yağsız süt tozlarının doğrudan ya da dolaylı buzağı maması olarak ithal edilmesi oldu. Sanayici bunlara yönelince çiğ süt fiyatları 35–40 kuruşa düştü ve 1 milyona yakın anaç inek kasaba gitti. Anaçların kasaba gitmesi 2 milyon ton süt kaybına ve 900 bin buzağı kaybına neden oldu. Bir başka deyişle kasaplık olacak yaklaşık 400–450 bin civarında erkek besi danası piyasaya giremedi.

Sığır ve piyasaya girmesi beklenen kasaplık dana sayısındaki ani düşüş, et açığını tetikledi. Bununla birlikte et açığının oluşmasında, koyun ve keçi sayısının neredeyse yarı yarıya azalması da ana etmenlerden biri oldu. Süreç devam ediyor.

Burada akla getirilmesi gereken önemli bir konu da şu;

Neden koyun ve keçi üretimi öne çıkarılmadı?  Oysa Türkiye yarı tropik kuşakta. Yağış rejimi düzensiz ve yağış bol değil. Bu nedenle mera ve çayır meralarımız kısa ve seyrek otlardan oluştuğu için  koyun ve keçi  uygundu, sığıra uygun değildi. Bu koşullar altında sığır yetiştiriciliğinin ot gereksinmesi, suya ve elektriğe bağlı olarak karşılanabilir duruma getirildi. Dolaysıyla kırmızı et ve sütün maliyetini yükseldi. Buna karşılık Avrupa ve ABD’de yağış rejimi düzenli olduğu için otun maliyeti çok ucuz. Neredeyse sıfır düzeyde.

Sonuç olarak ot gereksinmesinin karşılanabilmesi için mera alanları yeniden kazanılmalı. Mera ağırlıklı besleme olmaksızın su ve elektriğe bağlı yem bitkisi üretimi ve fabrika yemine dayalı bir besleme rejimi ile maliyetleri aşağıya çekmek olası değil.

Tekrarlayalım kırmızı et fiyatının artışının temel nedenlerinden birisi, mera alanlarımızın nicelik ve nitelik açısından yetersizliği. Para kazanmayan koyun, keçi ve sığır üreticisi tarımdan uzaklaşıyor. Hayvan varlığındaki erozyon durdurulmadıkça, sorun büyüyerek devam edecektir.

Kaynak: Azim ve Karar, 29.01.2024

Exit mobile version