MANŞET

Olmadı Zeydan Başkan!

   Biliyorum bu yazıyı okuyanlar “Ne alaka?” diyecekler.

  “Koskoca Büyükşehir Belediye Başkanı’nın işi gücü yok bir de çöpçüleri mi takip edecek?” Diyecekler.

 Onlar varsın desinler.

 Hatta ne isterlerse onu desinler!

***

  Bir belediye başkanı kentin herşeyinden sorumludur.

 Belediye dediğin insan hayatının her safhasında vardır.

 Doğumdan ölüme kadar yaşamın içindedir belediye…

  “Olmadı Zeydan başkan” dedim.

Peki, neden olmadı?

 Hadi, Seyhan Nehri’nin kenarındaki eğlence yerlerine bir diyeceğimiz yok.

 Kimin nasıl aldığı da bu yazının konusu değil.

 Onlar başka fasıl…

***

   Bu yazıda bizi ilgilendiren konu çöpler.

   Adana Büyükşehir Belediyesi’ne ait nehir temizleme aracının her yanı bir başka alem.

 Bu nehir temizlik aracını kullananların afraları, tafraları da başka mesele.

 Adamlar nehir temizleme aracı değil, sanki translantik kaptanı gibi hareket ediyorlar.

   Nezaket hakgetire..

   Konuşmalar ukala..

   Hele teknenin kıçında bir hava atmaları yok mu?

  Tamı tamına Charlie Chaplin filmlerinin Adana versiyonu…

  Neyse… Geçelim..

***

  Sadede gelelim.

    Bu transatlantik kaptanı ne hekmetse hep gazinoların önünü temizliyor. Arada bir de Sheraton Oteli’nin önünde seyrü sefere çıkıyor.

 Gönlü isterse rotayı o yana kerterizleyip dümeni öylme kırıyor.

   İyi de ediyor. Zaten Seyhan Nehri’nin geri kalanı kimsenin umurunda bile değil.

  O kadar temizlik de yeterlidir?

  Nasıl temizlikse..

  Yüzeyi alıyor, dipten gelenler bir kaç gün sonra biçilmiş olarak daha gür bir şekilde su yüzüne çıkıyorlar. Bunlar yosunlar..

   Toplanılan insan denilen hayvanın atıkları ise zaten toplamakla bitmiyor.

  Onlar yüzeyde kaldıkları için de biçilmiş olmuyorlar!

  Buraya kadar da normal.

***

Ama anormal olan şey şu ki, fotoğraf karesinde görüleceği gibi Seyhan’da gazino önlerinde toplanan çöpler Yüreğir sahiline bırakılıyor.

    Hal böyle olunca da zaten talihi makus olan biçare Yüreğir enikonu mezbeleliğe dönüşüyor.

   İşte sakıntı burada sayın başkan. Elbet siz sahillerde yayan gezmediğiniz için bu çöp yığınlarının farkına varamıyorsunuz.

    Bencileyin fakrlere ise Tanrı “Yürü ya kulum” dediği için bunları görebiliyoruz. Yani yaşadığımız bu kente sadece bakmıyor, görüyoruz da…

***

   Söz, hazır sahillerdeki eğlence yerlerine, düğün salonlarına gelmişken bir arada bir de olsa zabıtalarınız ses kontrolü yapsalar hiç de fena olmayacak.

    Çünkü, Seyhan’daki düğünün abuk sabuk sesleri Yüreğir’deki TOKİ evlerinden bile duyuluyor. Bu da inanın insanların sizlerden pek de hayır dua ile bahsetmesine yol açmıyor.

   Gürültü şiddeti kaç desibeldir?

    Bilinmiyor.

    Dudaklarında terennüm ettikleri mırıltılar maalesef hayırlara vesile olmuyor..

    Bizden uyarması gerisi sizlerin bileceği iş..

    Ne de olsa seçilmiş, etkili ve yetkili sizsiniz…

               Reha Ören


Arkadaşlarınızla paylaşın

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
error: Uyarı: Korumalı içerik !!

Reklam Engelleyici Algılandı

Sitemizden en iyi şekilde yararlanmak için lütfen reklam engelleyicinizi kapatınız.