Merhaba sevgili okur,
Bu haftanın şair konuğu sevgili Mehmet Özer, 02.06.1961 yılında Yusufeli-Artvin’de doğdu. A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi mezunu.
Sendikalarda Eğitim Uzmanlığı ve Basın Danışmanlığı yaptı. Mülkiyeliler Birliğinde işçi olarak çalışıyor.
1983 yılında fotoğrafçılığa yöneldi ve fotoğrafı sokakta öğrendi.
Sergileri salonlarda, sokaklarda, üniversitelerde, varoşlarda, cezaevlerinde, fabrikalarda sergiler açtı. Sergileri yurtdışına taşındı.
Hayatın şarkılarını söylüyor, şiirlerini okuyor.
Fotoğraf ve şiir yaşamı savunmanın ve yeniden üretmenin en etkili aracı.
Tüm insanlıkla kullandığı ortak dil.
“Yaşamın dipnotudur öyküm, öyküm bundan ibaret”.
AFSAD Toplumcu Gerçekçi Belgesel Fotoğraf Atölyesi Eğitmeni
Toplumcu Gerçekçi Belgesel Fotoğrafçılar Atölyesi Kurucu ve Eğitmeni
AFSAD 7. Fotoğraf Sempozyumu ‘Belgesel Fotoğraf Buluşması’nı örgütleyicileri arasında yer aldı.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Makine Mühendisleri Odası Ankara Şubesi
TED Mimarlık Fakültesi Fotoğraf Temel Eğitimi Eğitmeni.
Atölye çalışmaları A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Radyo Televizyon ve Sinema Anabilim Dalında Oğuzhan Burak Tarafından Yüksek Lisans Tezi Olarak Çalışıldı
Atölye Tekel İşçilerinin Direnişi Fotoğrafları Dokümanter Fotoğraf Festivaline (Fransa) özel gösteri olarak çağrıldı.
SIPA Press fotoğrafçılarının Fransız işçi sınıfı halkının özelleştirmeye karşı verdiği mücadele, atölye fotoğrafçılarıyla Üniversitelerde Ortak sergi Olarak sergiledi. ZKÜ “BELGESEL FOTOĞRAF GÜNLERİ” Gerçekleştirildi.
KİTAPLAR
Aşkın ve Başkaldırının Şairi Adnan Yücel (Yurt Yay.)
Gelenekten Geleceğe Bıraktığımız İzler (Harb-İş Yay.)
Sesini Yitiren Şehir “Sivas” (1.Baskı Bilar, 2.Baskı Varyos, 3. Baskı Çankaya Belediyesi)
Dünya Kardeşliğine Açılan Pencere (Dikili Belediyesi)
Taşların Dilinden Ankara’nın Öyküsü (İMO Ankara Şube)
Şiirimin Işıklı Irmağı “Enver Gökçe” (Evrensel Yay.)
Sesler Sözler Yüzler (Ankara 78’liler Derneği)
Onurlu Bir Geçmiş Aydınlık Bir Gelecek GENEL-İŞ
Işığın İzinden Atarna (DİKİLİ)
Göz Görmez Bilinç Görür (Notabene Yayınları 2012)
Her Kare Bir Peri Akpazar (Peri) Belediyesi Temmuz 2019
Yeryüzü Nazım’a şarkılar Söylüyor / İzan Yayıncılık 2022
Zindanda Yanar Bir ışık / İzan Yayıncılık 2021 – Baskıya hazırlanıyor
Bahçede Yeşil Çınar / Adnan Satıcı – Baskıya Hazırlanıyor
ŞİİR ALBÜMÜ
Zulamdaki Ayak Sesleri (Seher Yapım)
ŞARKILAR
Birlik Marşı / Vardiya
Dağ Ölmez / Vardiya
Yeraltı Nehirleri / Vardiya
Hoşçakal Vatan / Vardiya
Ellerimizin Çağrısı / Grup Yorum
Gözleri Hala Çocuk / Efkan Şeşen
Gitmeliyiz / Efkan Şeşen
Özledim Seni /Metin Yılmaz
Bir Gül / İlkay Akkaya
Özledim Seni / İlkay Akkaya
Kiraz Mevsimi / Hüseyin Kurtulmaz
Usanma / Hüseyin Kurtulmaz
Başardın Kalbim – Okuyan Efkan Şeşen
Livane’yi Bilir Misiniz? – Okuyan Bayar Şahin
Şimdi Yanımda Olsan – Okuyan: Oğuz
GÖSTERİ VE BELGESELLER
Yeryüzü Nazım’a Şarkılar Söylüyor, Sesler Sözler Yüzler, Ado’ya Armağan (Adnan Satıcı’ya),Ahmet Telli’ye Armağan, Şükrü Erbaş’a Armağan, Adnan Yücel’e Armağan, Taşların Dilinden Ankara’nın Öyküsü, Işığın İzinden Atarna, Onurlu Bir Geçmiş Aydınlık Bir Gelecek Genel-İş, Işığı Taşıyanlar
Yaşam Bir Anlar Toplamıdır, No Passaran, “Kalbimi Vatanıma Gömün”, Verilmiş Söz “Bes”
Hırant Dink’e Armağan, Esimi Filo, Yeraltının İsyanı Madencilerin Ankara Yürüyüşü, Kalbimizin Doğusu Filistin, Sesini Yitiren Şehir Sivas, Enternasyonal – Emeğin Tarihinden, Kayıplar Bize Sesleniyor, Işıklı Bir Nehir “Enver Gökçe”, Van-Erciş Depremi “Buradayım Abey” 22 Mayıs 2012,
TİYATRO
ELİN ALTINDA
“ÜÇ SOLUKLUK OYUN” ŞUBAT 2016
**
Şiir nasıl yazılır?
Bunu Şükrü Erbaştan dinlemiştim. Şükrü abi şiiri nasıl yazar sorusuna Hatice ablam “”Babanız içerde şiir yazıyor diye çocuklarımı sessiz ağlattım ben” demiş.
Benim eşim Ayla bu soru sorulduğunda, uzun bir süre sustu, sonra kirpiklerini düşürüp ayakuçlarına sessizce söyledi “Mehmet şiir yasın diye ben günde yirmi beş saat çalışırım”
Şiir böyle yazılıyor işte…
Yazdıklarımız, yazma eylemine kadar bildiğimiz ve biriktirdiğimizle birlikte kurduğumuz düşlerdir. Kısacası herkes bildiği ve biriktirdiği kadar yazar. Bu yüzden bir metin bize o yazarın ne kadar bildiğini, biriktirdiğini gösterir. Yazdığı yazarın aynasıdır. Biz o aynaya bakarak, şairi, hayatı, hayatımızı anlmaya bulmaya çalışırız.
Şiir nedir?
Melih Cevdet; dilin simyageridir
Turgenyev, ilâhların dilidir”
Cervantes; yalnızlığın dostudur.
Montaigne; büyük şiir düşüncelerimizi doyurmaz, allak bullak eder.
Novalis; felsefenin kahramanıdır
Şiir ne işe yarar, neyi sağaltır?
1983 yılıydı, yaşamak ağrıma gidiyordu ve sadece bilincimi örgütlemeye çalışıyordum. Sonra ansızın bir şiir okudum ve yaşamaya karar verdim. Bugün burada sizlere yazıyor olmamı bir şaire ve bir şiire borçluyum. Şair Metin Demirtaş’tır. Şiiri “Umutsuzluk Yasak” şiiridir.
UMUTSUZLUK YASAK
Kar dalları örttü.
Kavruldu en yamanı çiçeklerin.
Kalbim katlan bunlara,
Çünkü kıştır yaşanılan
Amansız, limansız bir kış
Ve sarılmışız dört bir yandan.
Ama düşün kalbim!
Düşün kavgayla kazanılacak baharı,
Direnen, adressiz yaşayan dostları
Fışkıracak ekinleri ilkyazla karlar altından.
Ve doludizgin geçerek her acıyı bir sevinçle
Yolu yok kalbim!
Sağ çıkacağız bu acılardan.
Çünkü umutsuzluk yasak,
Yılgın türküler söylemek de.
Çünkü yürüyor umudun ordusu
Umutsuzluğu kurşuna dizerek.
Şiir efendisizdir, kendinden başlayarak bütün iktidar biçimlerini reddeder. Hayatı hayatımızı değiştirerek kendi de değişir. Sokaktaki insanların, tezgahtaki işçinin, tarladaki çifçinin, okuldaki öğrencilerin, kadınların safındadır. Ekmeği ve özgürlüğü savunur. Eşitlikçidir şiir. Büyük bir koronun her sesinde eşitler bizi.
Göz gözü görmediğinde, tepemizde alıcı kuşlar dönüp durduğunda, bir ateş çemberinde kaldığımızda şiire sığınırız. Açar kapıların kollarını ardına kadar. Yaşamak yürür bedenimize.
GÖZLERİ HÂLÂ ÇOCUK
Adressiz yolculuklar matarasında
Sırt çantasında yalnızlığı
Gözleri hâlâ çocuk
Naftalin kokuyor türküleri
Unutulmuş zamanlardan
Geleceği anılarında arayan
Gözleri hâlâ çocuk
Dağ gibi yaralı
Nehirler gibi çılgın
Düşbaz türküler taşıyor
Gün itimi şafaklara
Gözleri hâlâ çocuk
Kimliksiz kentlerin sürgünü
Tuzdan geçiyor yüreği üzerinde
Şehirler uyanıyor ardından
Gözleri hâlâ çocuk
Yaşamın dipnotudur öyküsü
Öyküsü bundan ibaret
Rütbesi görevleridir
Omuzları yıldız kalabalığı
Gözleri hâlâ çocuk
**
Çınar’ın Şarkısı
başımı göğsüne yasladığım
dağımsın
yüzümü gökyüzüne çeviren
kirpiklerime asılı bulutları dağıtan
soluğumsun
eşiğimde ki kederleri süpüren
muştularla kapılarımı çalan
güneşimsin
içimdeki odaları aydınlatan
küçüğüm büyüdüğüm düşlerimsin
**
KİRAZ MEVSİMİ
Karanfilde ağlar
ay karanlık gecelerde
Yıldızlarda üşür
uzak yalnızlıklarda
yollar yorulur
adressiz yolculuklardan
kentler utanır
ayrılık peronlarından
yaz üşür
dağ yanar
bahar ölü doğar
sevgisiz akşamlarda
hüzün ölümden de öte
güz üşütür seni
sevdiğim
sen kiraz mevsiminde kal