Site icon Söz Gazetesi

Yazmak ya da yazmamak…

Fuzuli’nin bir deyişi vardır.
“ sussam gönül razı değil, söylesem tesiri yok

Bu aralar aynı havalardayım. yarım asra yakındır dilimin döndüğünce haykırırım. İnandığım ilke ve ülke uğruna bulabildiğim her ortamda sorunları aktarırım.
40 küsur yıl önce yazmak için kötü adam arıyorduk. Şimdilerde örnek olsun diye yazmak için iyi adam arayışına çıktık..
Bul bulabilirsen..

Sabuna benzemek…

Biliyorum şimdi diyeceksiniz ki “ Bu ne demek?”
Ne demek olduğunu söyleyeyim.
Kötüleri temizlemeye çalışırken son durumu kontrol ediyorum ve sabun gibi eridiğimi farkediyorum.
İşte mesele bu..
Laf ile değil bizzat yaşayarak örnek olmaya çalışıyorum. “
“Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol” düsturunu ilke edinmişim.
Anlatamıyorum.
Sadece fikri alanda mı?
Hayır insani yaşam alanında bile..
Neyse..
Söylüyorsun, olmuyor.

Yazıyorsun olmuyor.

Yüzüne tükürüyorsun. Bereket sanıyor!
Öyle bir garip toplum olduk.

Benliğimizi yitirmemiz bir yana olmayan kimliğimizi de yitirdik!

Yalan, hile ve desise giydiğimiz löküs elbise

Evet, aynen öyle, cicili bicili bayanların, şık kıyafetli adamların doldurduğu, sahte kahkahaların ayyuka çıktığı, tepinmeyi dansetmek sananların, şuh kahkahalardan medet umanların, alkollü kafalarla cumhuriyet devrimi yaptıklarını sananların, hani derler ya akşam kavurup sabah savuranların oluşturduğu bir güruhuz artık.

Toplum, benlik bir yana ruhunu da yitirmiş.
Yalan geçip kaynağı olmuş. İyi yalan söyleyen ‘popüler’!
Beceremeyen ‘ahmak’.

Moda; Salya sümük birilerinden bir şeyler ummak.
Asalak yaşamaya çalışmak marifet…
Ahlak, erdem, fazilet ve tevazuu garabet!
Makama, mevkiye, paraya alkış, yoksula kargış!
Kimin umurunda ‘Bok ile kurulan sarayların sidikle yıkılacağı?”

Neyse, daha fazla sıkmış olmayım sizi.
Bencileyin yormayın kafanızı..
Ekonomik sağlığımız felç, sosyal sağlığımız dumura uğradı, beden sağlığımız ağır aksak yörük semaı misalı..
Koruyun koruyabilirseniz akıl sağlığınızı..

Exit mobile version