Mensubu olduğu partiden belediye başkanı seçilenler listelerde yer almayınca parti değiştirdiler.
Değiştirmesine değiştirdiler de beraberlerinde bir çuval inciri de götürdüler!
Sıkı solcu olanlar, devrimci geçinenler partilerinde yer almayınca başka partilerden medet ummaya başladılar.
Parti değiştiren belediye başkanları partilerinden istifa ettiler ama ne hikmetse belediye başkanlıklarından istifa etmediler.
Dolayısıyla belediyelerin olanaklarını yeni partileri için seferber etmeye başladılar.
Siz buna siyaseten ne dersiniz bilemem?
Dün Elele, kol kola mücadele verdikleri yandaşları, yoldaşları, ülküdaşlar belediye başkanlarının istifalarına dudak büktüler. Bükmesine büktüler de onlar da belediyelerden istifa etmediler.
Vardır bir bildikleri elbet. Bu düzen böyle gelmiş böyle gider.
* * *
Kimi resmi danışmanlık, kimi gayri resmi danışmanlık adı altında ödenekten ve gayri resmi ödenekten nemalanmayı sürdürdüler.
Sağcısı da solcusu da ‘milliyetçiliği’, ‘Devrimciliği’, ‘Halkçılığı’ bir yana bırakıp ‘Tahsisat-ı Mesture’den faydalanmayı tercih ettiler.
Hatırlar mısınız? Ne demiştim Nazım Yazılar ve Aforizmalar ’da
Dava adamı mı?
Dava?
Ne davası, hangi dava?
Kim dava adamı?
‘Dava’ dediğin bir süre sonra Oluyor geçim kaynağı…
* * *
Bu politikanın ilginç yanı başka partilere transfer olan belediye başkanlarının giderayak açıkladıkları fahiş işçi ücretleri taahhütleri oldu.
Akıl, mantık, matematik ve bütçe değerlerini hiçe sayan bu açıklamalar dudak uçurtacak rakamlara ulaştı.
Kimi belediyelerde işçi ücretlerinin 20-24 bin lira arası olacağı beklenirken siyaset bezirgânı olan belediye başkanları birdenbire bu rakamları 30 küsur binlere çıkardılar.
Aralarında daha cevval olanlar maaş miktarını 40 binlere kadar yükselttiler.
Bizde buna ‘siyaset’ derler!
* * *
Bu açıklamaların iki amacı var.
Birincisi çalışanlarından bile oy alamayacaklarını bilen belediye başkanlarının personellerinden oy alabilme endişesi.
Başkanlığı süresince çalışanını memnun etmeyen belediye başkanı, aklı sıra akıl almaz rakamlarla zam yapacağını açıklayarak çalışanından oy almayı hedefliyor.
Akıllara seza! Mantığa ha keza…
Belediye çalışanlarının tekmili birden, belediye bütçesinin buna elvermeyeceğini bal gibi biliyor.
Saygısını elbet esirgemiyor ama içinden de “Be adam madem verecektin daha önce niye vermedin? Hani bütçen yoktu?” demekten kendini alamıyor.
İkinci önemli husus da mevcut belediye başkanı seçimi kaybedecek olursa gelecek belediye başkanı bu rakamların altından nasıl olsa kalkamayacak.
Verilmiş hak müktesep olacağından geri de çekemeyecek.
Ne yapacak?
Mecburen işçi çıkartacak.
İşte bu noktada işçi kıyımı başlayacak.
Kasaba kurnazı belediye başkanı da bir sonraki seçim için yaylım ateşine başlayacak. “Bakın gördünüz mü bana oy vermediniz gelen belediye başkanı işçi kıyımı yaptı”
Siz buna siyaset mi diyorsunuz?
Ne diyeceğinizi ben bilmem. Bilemem.
Bildiğim tek şey var ki siyaset hile ve desiseden ibaret.
Sıradan vatandaşın gidişat karşısında midesi bulanacak elbet…