Türk Cumhuriyeti’ni önce iğdiş ettiler sonra iğfal. Bu yüzdendir Cumhuriyet düşmanlarının kutlamalarındaki tefrit, ifrat ve infial!
Cumhuriyetimiz 98 yaşında.
Gelmedik hallar kalmadı başına!
Bir yanda cumhuriyete hasım gizli Cumhuriyetçiler, cumhuriyetçi geçinenler, öte yanda cumhuriyetçilerden geçinenler bu günlerde Cumhuriyet Bayramı’nı kutlama hazırlığı içindeler…
Bunlar Türk Cumhuriyet’ini önce iğdiş edip. sonra ırzına geçip iğfal ettiler!
Neden mi? Sorusuna gelin birlikte yanıt arayalım.
Bir kere Türk Cumhuriyeti’nin kendine özgü değerleri vardır.
Başka türlü Cumhuriyetlere benzemez.
Ne demek o?
Sorusunu soran ahmaklara peşinen belirtmek gerekir ki Sovyetler de bir zamanlar cumhuriyet idi (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği) İran’da el’an cumhuriyet!
Bu iki örnek düşünen beyinlere yeter!
Beyinleri varsa eğer!
Türk Cumhuriyeti’nin farklılığını Gazi Paşa anlatıyor:
“Efendiler bizim hükümetimiz demokratik bir hükümet değildir. Sosyalist bir hükümet değildir. Fakat milli hakimiyetini, milli iradeyi tecelli ettiren bir hükümettir. Fakat ne yapalım demokrasiye benzemiyormuş, hiçbir şeye benzemiyormuş! Efendiler siz benzememekle ve benzetmemekle iftihar etmeliyiz çünkü biz bize benziyoruz”
Anlatabildik mi
Alın sizlere bir başka örnek daha…
“Türkiye Cumhuriyeti yalnız iki şeye güvenir. Biri millet kararı, diğeri en üzücü ve güç şartlar içinde dünyanın takdirlerine layık olma niteliğini kazanan Ordumuzun kahramanlığı, bu iki şeye güvenir?”
***
Lütfen dikkat.
Türkiye’de sıfatının önünde Cumhuriyet unvanını taşıyanlar kimlerdir?
… ve nerededirler?
Sahi Cumhuriyetin temelleri dinamitlenirken Cumhuriyet Savcıları nerededirler?
***
Adam çıkmış bangır bangır bağırıyor. “Demokratım. Atatürkçüyüm, Cumhuriyetçiyim.”
Bakalım Gazi Paşa Demokrasi konusunda ne demiş:
“Demokrasi esas itibarıyla siyasi mahiyettedir. Demokrasi bir içtimai muavenet veya bir iktisadi teşkilat sistemi değildir. Demokrasi maddi refah meselesi de değildir. Böyle bir nazariye vatandaşların siyasi hürriyet ihtiyacını uyutmayı istihdaf eder. Bizim bildiğimiz demokrasi, bilhassa siyasidir. Onun hedefi, milleti idare edenler üzerindeki murakabesi sayesinde, siyasi hürriyeti temin etmektir.”
Hayırdır? Ne oldu anlamadınız mı?
O vakit bir daha okuyun!
… ve unutmayın Atatürk sizden daha cahil değildi!
Elbet Cumhuriyet ile Demokrasi ayırdımını bilirdi.
Demokrat ve Atatürkçü geçinenler kendinize şu soruyu sorun.
“Gazi Paşa cumhuriyetin temel ilkeleri arasına ‘Demokrasi’ kelimesini neden sokmadı da, ‘Cumhuriyetçilik’ kavramını koydu?
***
Geçelim.
Şimdi adam Atatürkçü geçinmesi bir yana, yüzü kızarmadan bir de ahkam kesiyor. “ Atatürk, Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya’nın yolundayız!”
Be hey ahmak oğlu ahmak. Atatürk ile Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya’yı nasıl olurda benzetme cüretini kendinde bulursun?
Yılmaz Güney bas bas bağırıyor: “Birleşik Kürdistan ordusunun neferiyim. Bu coğrafyada Kürtler kadar, Araplar, Çerkezler, bilmem neler. Özgür olmalıdırlar.” Diyor.
Siyasette etkin ve yetkin birileri de çıkmış Birleşik Kürdistan Ordusunun askeriyim” diyen in anısına törenlerle anma günleri düzenliyor. Bunun da adı Kültür Etkinlikleri oluyor!
Ahmet Kaya’nın Kürtçülüğü zaten malum.
Utanmadan halkın karşısına çıkıp Atatürk diyeceksin, Yılmaz Güney diyeceksin, Atatürk’ten Ahmet Kaya’nın yoluna diyeceksin, yüzün kızarmadan 29 Ekim Cumhuriyet kutlamaları diyeceksin.
Sen gaflet içinde değilsin, dalalet çıkmazında da değilsin.
Sen resmen ve alenen bir hainsin.
***
“Ben cumhuriyetçiyim, Atatürk’ün kurduğu partinin üyesiyim …
Dahası vekiliyim diyeceksin. Kortejler düzenleyip, Cumhuriyet kutlama mesajları göndereceksin.
De get be!
***
Cumhuriyetin temel değerleri birer birer ayaklar altına alınırken, Atatürk’ün kurduğu kooperatifler özelleştirilirken, vatanın bütün değerleri emperyalizme peşkeş çekilirken sen ne halt ettin?
Atatürk’ün kurduğu kooperatiflerin önce KİT leştirilip sonda şirketleştirilip sonra özelleştirme adı altında peşkeş çekilmesinin altına imzanı attın mı?
Yabancıların bu ülkede arazi satın almalarının altında imzan var mı?
1948 tarihli Fulbirght anlaşmasına karşı çıktın mı?
Eyaletler sistemine geçiş süreci olan Bütün Şehir Yasası’na karşı çıktın mı?
Dahası bundan birkaç yıl evvel Sosyalist Enternasyonal’de Barzani’nin genel sekreter olduğu dönemde, senin partin adına genel başkanın:” Türkiye’de terör meselesi yoktur. Kürt meselesi vardır. Bu mesele Filistin gibi uluslararası platformlarda ele alınmalıdır” derken sen ne halt ettin?
Söylenecek çok söz var. Lakin Fuzuli’nin dediğince “Sussam çare değil, söylesem tesiri yok”
***
Bunlar Cumhuriyetçilik taslayıp Cumhuriyeti önce iğdiş edip sonra ırzına geçen Cumhuriyetçiler! Cumhuriyetçi geçinenler ve Cumhuriyetçiden geçinenler..
Hepsi aynı safta yanaşık düzendeler…
Şimdilerde utanmadan hoplaya zıplaya Cumhuriyeti kutlamaktalar!
Ya milliyetçi geçinenler, onlar. Çok mu farklılar.
Onlar da şu veya bu şekilde emperyalist değirmene su taşımaktalar…