Site icon Söz Gazetesi

ÖZÜR DİLEMEZ İSE O KOLTUĞA ZOR OTURUR

Tarih 21- Haziran- 2019, günlerden Cuma, internet gazetelerine sayın cumhurun başı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir beyanı düşüyor. O an İstanbul Şişlide bulunan bir otelin toplantı salonunda, Türk milliyetçisi fikir insanlarına, Sayın Ekrem İmamoğlu’nun, iki gün sonra yapılacak İBB seçimi için destek isteme konuşması yapmak isteği için yapılan davete icabeten, istişare kurulu üyesi olduğum TDİHD(Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği) temsil için orada bulunuyordum.

Bayağı kalabalık bir toplantı salonunda Sayın İmamoğlu konuşmasını yaptığı esnada cep telefonuma, ulusal bir gazetenin, sanal gazetesinden servis yapılan de,  Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılan beyanı olan  “Ekrem İmamoğlu Ordu valisi Serdar Yavuz dan, özür dilemez ise, o koltuğa zor oturur” haberi düştü. O ana kadar kendi imkanlarımız ile yaptığımız 39 ilçedeki ankete göre 300.000 oy fark atacağını tespit ettiğimiz İmamoğlu’nun, bu sözlerin okunmasından sonra tavan yapacağına iyice emin oldum. Toplantıya beraber gittiğim iki kurul üyeme durumu ilettim ve fikrimi söyledim, onlarda aynı fikri taşıdıklarını beyan etti.

İmamoğlu’nun konuşması biti ve toplantıya tüm katılanlara, katıldıkları için tek tek teşekkür ederek bize kadar geldi. Daha önce kendisi ile ilgili hayati konuda da bir diyaloğumuz olduğu için, sağ olsun ‘ hoş geldin ağabey’ deyip teşekkür ederken, ‘Ekrem bey, haydi hayırlı olsun. En az 500.000 farkla seçimi kazandın.’ Dediğim zaman inanamadı, gözlerini faltaşı gibi açarak’ nasıl yani’ dedi. Sayın Erdoğan’ın beyanını ilettim ve bu millet tarih boyu hep mağdurun yanında olmuştur. O da o koltuğa mağduriyetinden oturdu, dedim. Bunun üzerine ‘başkan sana daha önce dediğime de şaşırmıştın. Eğer az olursa Kendimi Taksim meydanında asarım’ dediğim de aman abi ‘Tanrım korusun’ dedi ve ayrıldık. Ve bir daha da hiç görüşmedik.

Sizlere bu anekdotu aktardıktan sonra sadede geleyim. Malumunuz olduğu gibi ülkemde gündemi değiştirmek için bir önceki yazımda da belirtiğim gibi, neye mal olursa olsun benim masum yurttaşlarımı yavaş, yavaş okumaktan uzaklaştıran, Ebu Suud denen meczubun, uydurma dinini, İslam diye egemen duruma getirmek için ne gerekiyorsa yapılıyor. Maalesef!

*Sayın İmamoğlu’na uydurma bir ceza verileceği başından beri aşikar olarak belliydi. Bunu sağır sultan bile biliyordu. Amerika 2 gün önce keşif edilmedi.

*İktidar cephesi yetkilileri ayrı, ayrı yorumlarla gündemi değiştirme çabasıyla yarışa başladılar. Biri senaryo, biri başka bir şey diğerleri daha başka, beyanlarla gündem oluşturma çabasında, kendi yazdıkları senaryoyu bir birlerinden habersiz çürütüyorlar.

*Gelelim yazdıkları senaryoyu çözmeye; 1. AKP iktidarları zamanında yeniden yapılan TCK yı yapan kurulun içindeki kişi olan Prof. Dr Adem Sözüer bakın kendilerinin yaptığı kanunun maddesini nasıl açıklıyor. TCK 125/5 fıkradır, 6. fıkra yoktur. Diye yanlışı ifşa ediyor. ( şimdi pardon sehven yapılmış bir yanlıştır, müstantik yapmıştır, derlerse hiç şaşmam zira hakim savcı hata yapmaz.) 2. Bu yanlış yetmiyor Facebook ortamında İstanbul-Sancak tepe ilçesi AKP gençlik kolu başkanı ve saz ekibi ile resimleri dolaşan dava savcısının, davanın hakimine senelik izine çıkacağım diye sanki emir gibi, kararını hemen yazması için yazı yazması. 3. Basından öğrendiğimiz bilgiye göre Sayın Erdoğan’ın ben nasıl ceza yattıysam, oda cezasını çeker demesi. 4. Yüksek seçim kurulunun teferruatlı açıklamaları. 5. Millet cephesinin açıklayacağı aday için fikir beyanları.

*Bu kadar örnek senaryoyu çözmeğe yetti kanısındayım. Bu senaryoya karşılık, millet ittifakının, onların tahmin edemediği dimdik duruşu. Onlarca Senaryo!

*Ulusun her yöresinde ırk, din ayırımsız yurttaşların ortaya koyduğu yapılan haksızlığa karşı, tepkisi her halde senaryo diyenlere bir tokat gibi cevap olur.

*Bu vatan için yaşamından onur duyarak, zevk ile, çok şey vermiş bir kişi olarak millet ittifakına liderlik yapan 6 lidere nacizhane bir önerim olacak.

*Lütfen sizlere sunulan altın tabakta ki bu fırsatı iyi değerlendirmeniz.

*İnanmak kazanmanın yarısıdır sözünü unutmamanız, bu olaydan önce inandığınız, kazanma inancınızı rehavete düşürmeyiniz.

*Adayınızı açıklama zamanı geldiği an, lütfen mağduriyet edebiyatlarına sığınmadan tehlikeli rüya görülmeyecek bir adayla hedefe yürüyün.

Exit mobile version