Tabiatıyla katılıyorum…
Kim demiş “Tarihimiz 1919’da başlar” diye?
1919’da veya 1299’da yahut 1037’de, 1077’de gökten zembille mi gelmiştik bu coğrafyaya?
1071 neydi?
1919’la başlarsanız Oğuz’u, Bilge Kağan’ı, Kül-Tigin’i, İlteriş’i, Tonyukuk’u, Kürşad’ı, Bumin Kağan’ı, Asena’ları…. Bozkurtlar’ı nereye koyacaksınız?
Hangi örste demir dövüp, Demir Dağı nasıl deleceksiniz?
“Dede Korkut” bir rüya kahramanı mıydı?
Ötüken Ormanı, Tanrı Dağı nerede?
Orhun Anıtları’nı kim dikmişti?
Ufukları ille de 90’a, 100’e zoraki sığanların parmakları 1300 yılı hesaplamaya yetecek mi?
Ya Göktürk alfabesinden önceki 3500, toplamda 5000 yılı?
Bilge Kağan’ın; “Türk – Oğuz beğleri, milletim, işitin ! Üstte gök çökmese, altta yer delinmese, senin ilini ve töreni kim bozabilir ! EY TÜRK ! TİTRE VE KENDİNE DÖN !”ü ile;
Atatürk’ün; “Ne Mutlu Türk’üm Diyene!” sözü arasında fark var mıdır?
Var…
1919 eksi 730 eşittir tam 1189 yıl var…
Tarihimizin 1919’da başlamadığı düşüncesini yürekten alkışlıyor ve aynen katılıyorum…
“Yabanlar kıskanır diye destan da yazmayalım mı?”
“3 Mayıs” kutlu ve uğurlu olsun.