HAKAN DÜZENLİ

“YA İSTİKLÂL YA ÖLÜM!” NE DEMEKTİR?

(Bu yazı, sadece anlama kapasitesi sorumluluk alma olgunluğuna

ulaştığı iddiasında olanlara farkındalık sağlaması amacıyla yazılmıştır.)
——————————————————–
Bu dönem öyle bir dönem ki, insanların birbirlerine yaptıkları kötülükler, dini olmayan ve hak elinde olmayan kimseler için bile alçaklık olan işlerdir.

Yani birilerine "Dinsiz, imansız, Allah'sız!" diyenlerin diyen güya dindar, güya imanlı, güya Allah'ı dilinden düşürmeyen ve kendilerinin Hak iddiasında kimseye papuç bırakmayan kimselerin işi gibi!?..

Onlara benzeyen onlardan olur, mayası temizlenmiş hiçbir kimse, göreceği binbir zulme rağmen bir kere dahi onlara benzemeyecek ve bir kez dahi olsa onlar gibi yapmayacaklardır.

Zilletin bütünü ile Onurluların kaçınılmaz yüzleşme günü gelip çattığında da, engel olmaya gücü yetip de susanlar ile, mücadeleden kaçınıp evinde kunanlar arasında alçaklıkta fark yoktur. (Yani onlar da diğerleri gibidir.)

Mücadele etmek için biraraya getirilmiş Arı durular dışında, hiçkimse bu mücadeleyi başaramaz. Çünkü onlara benzeyenler onların her bir hususunda gevşeme gösterir, hak vermeye meyilli olurlar. Bu durum, mayanın mayayla olan ilişkisi gibidir. Sadece mayasından arınmış ve kurtulmuşlar bu dediklerime anlam verebilir.

Her kim zillete karşı Doğruluğu korumaya gücü olduğu halde, onu yok etmek isteyenlerle kendi aralarını boş bırakırsa, aslında onlar kendi kendilerini öldüren, intihar eden ve zilleti onurluluğa tercih eden birisi olur.

Bu durumla ilgili, bir araya gelip çalışmayan, bütün çabasını hattı müdafa ile birlikte sathı müdafa boyutuna taşıyamayan ve gereğini yapmayanlar, uyuya uyuya, kan uykusunda ve adeta narkozu yavaş soluyarak beyinleri sekeret haline gelmiş ve ertesi gün kesilecek koyun gibi sıralarını bekleyenler gibidirler?!.

Bu tip insanlar, gruplar, topluluk ve milletler, zillete razı olmuş bir zayıflık içerisinde önce ONURLARINI sonra da ÖZGÜRLÜKLERİNİ kaybederler!

Hz. Ali der ki: "Allah sizleri ÖZGÜR yaratmışken, başkalarının KÖLESİ olmayınız!" ve yine der ki: "Zillete razı olmuşlar (veya razı kalmışlar) bizden değildir!"…

Peki bu anlattıklarımın Türkçesi ve pratiği nedir?

Hemen söyleyeyim:

O büyük komutanın Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Namus Cephesi Kuvai Milliye ile ortaya koyduğu direniş pratiği ve onun bu pratiği ifade için cem ettiği bir tek sözüdür?..

O asker elbisesi giydirilmiş büyük VELİ ne demişti peki?

Tabi ki "Ya istiklâl ya Ölüm!"

Herkes Hz. Ali'nin sözünü söyler ama onu yerine getirmek sadece Arı duruların ve başı gerçek ve Hak olarak Allah'a bağlı Velilerin işidir. Onların kimisi asker elbisesi giyip komutan olarak görünür, kimisi Asıf bin Barkiyye gibi dilenci olarak Saraya gelir ve Süleyman'ı kendine ayakta karşılatır!?

İrfan meclisi birer OCAK'tır!.. Onun ateşini söndüren, soğutan, gerileten, oturduğu yerde hiçbir çaba göstermeyen, toplanıp da bir araya gelmeyen, Kırklar Makamına ihanet etmiş bütün zillete razı olmuş ve zillete razı kalmışlara lanet olsun!..

İnsanlar, kirlilikleri yüzünden onunla tanışmayı bile hakketmiyor…

Ne yazık! Ne yazık! Ne yazık!..

Arkadaşlarınızla paylaşın

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
error: Uyarı: Korumalı içerik !!

Reklam Engelleyici Algılandı

Sitemizden en iyi şekilde yararlanmak için lütfen reklam engelleyicinizi kapatınız.