Site icon Söz Gazetesi

SADABAT PAKTI ÖRNEĞİ…

Sadabat Paktı; Türkiye, İran, Irak ve Afganistan arasında, 8 Temmuz 1937 tarihinde Tahran’da Sadabat Sarayı’nda imzalanmıştır. Pakt, ANTLAŞMA demektir?..Atatürk’ün, Devletler birliği yoluyla her gücün aşılacağı yönündeki inancı ve bunun sulh açısından zaruri bir birliktelik olduğunu ifade ettiği yüzlerce cümleler vardır. Örneğin: “Komşuda yangın varsa, yanındaki eve sıçrar. Gereği derhal yapılmalıdır.” dediği gibi.İşte bu PAKT yani anlaşma; Aslında düşmana karşı mukavemette birlik olmak ve komşuların birbirine saldırmazlık antlaşmasıdır. Yurtta, yurtlarda, bölgede ve dünyada sulhu sağlamanın temeli budur. 100 yıl boyunca Ortadoğu’nun istilalara karşı oluşan bu mukavemet gücü bir Atatürk mirasıdır. Ki, bu güç gevşeyince durum malum!..İşte bu mukavemet anlayışı yurtta da, aynı şekilde hattı müdafaa yerine sathı müdafaa şeklinde tezahür ettirilerek, KUVVACI PAKTI olan HALKIN İRADESİ ile savaş kazanılmış ve bu tertip milli hale yükseltilerek KUVAYİ MİLLİYE adını almıştır. Bu KUVVA, sadece halk değil, kurumlar ve ocakların da birliğini temsil eder. Antlaşma ve birbirine saldırmazlık prensibi, sadece SADABAT PAKTINDA değil, aynı zamanda GÜVENLİ SAHA olarak SULARIN SAVAŞ ARACI OLMASINDAN ÇIKARILMASI yoluyla SULH tesis edilmiştir. Aksi halde bugün Rusya, AB ve ABD’nin bizim sular üzerinden savaş gemileri eksik olmaz ve gelişmiş füzeler ile insanlığın sonunu getirecek bir dünya savaşı çoktan olmuş ve bitmiş olurdu. Atatürk’ün Ortadoğu, komşular ve birlik kuvvası NOKTASAL’dır.Örneğin Sadabat Paktı 4 farklı devlet ile imzalanmıştır?.. 4 farklı kültür?.. Farklı dil, farklı millet, farklı toplum? vs.Atatürk’ün, devletlerin birlik olup dağılması ile ilgili tarihi aksiyonları yorumlayışı önemlidir. Çünkü, yok olma tehlikesi farklı devletleri, var olma seçkisi de ilkin ortak dil, kültür ve tarih bağıyla birbirine bağlanan devletleri ortaya çıkarıyordu?..Aslında Atatürk’ün önünü açtığı bu mantık ve uygulamayı yaygın bir PAKT birliğine ulaştırabilmiş olsaydık, bugün dünya sulhu sağlanmış ve herkes masada eşit oturabilme hakkına sahip olacaktı?..Ama olmadı!?.Olamıyor!?.Bunun nedeni, NOKTASAL ALGORİTMA KURGULAMA yeteneğimizi yok sayıyoruz. Bütün dünyanın da tek sıkıntısı malesef bu?..Bu kurgu sağlanamadığı müddetçe, günümüz kurgusu bizleri mahvetmeye devam edecektir. Atatürk gibi bir dahi bunu yapabilmiştir. Ancak, insanlığın egosu açısal bakış tarzından uzunca bir süre daha çıkamayacaktır. Bari zorunda kaldıkları için akıllarını başlarına alsalar? Ona da razıyız…Sevgi ve Saygılarımla

Exit mobile version