Alanya’da devam eden uyuşturucu davasında bir sanığın tahliye edilerek tutuksuz yargılanması talebi 2 ye karşı bir oyla ret edilmiştir. Karşı oy yazısı yazan hakim Ali Dursun Turan karşı oy yazısında demiştir ki: “Mafya liderleri ile dans eden birtakım siyasilerin yakınlarının adı uyuşturucu iddialarına karışırken ve haklarında soruşturma dahi açılamazken daha az suç işleyen sanıklara daha ağır cezalar verilmesi adalet anlayışımla bağdaşmıyor” Sen misin bunu yazan Derhâl önce Siirt’e sürülüyor ve sonra da açığa alınıyor. İleri demokrasimiz ileri hukuk ile süslenmiştir. Ne var bunda. Hiç bir şey yok. Şaka bir yana çok şey var çok iş var. Anayasamızın 138.Maddesine bakalım. Anlaşılan çoğu kimsesini bu maddeden haberleri yok. Açık seçik yazalım . Anayasa madde 138:Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. İşte, çok değerli hakim, çok yürekli hakim,. Türkiye’de hakimler vardır dedirten hakim Ali Dursun Turan, Anayasamızın 138. Maddesinde yazılı bulunan vicdani kanaati gereği karşı oya ihtiyaç duymuş ve yazmıştır. Tebrik edilmesi. Yükseltilmesi gerekirken. Sürgüne gönderilmesi ve açığa alınması acıdır. Düşündürücüdür. Türk milletini hakimlerin vicdanlarından mahrum etmektir. Yani Türk milletini Adaletten mahrum etmektir. Anayasamıza göre hâkimlerin vicdani kanaatlerine göre karar vermelerinin engellemeleri biraz ayıp kaçıyor. Tekrar düşünün durumu tekrar gözden geçirin. Her karış toprağını şehit kanları ile sulayarak Türkiye Cumhuriyetini kuran Türk halkı bunları hiç hak etmiyor. DENK bütçeli laik eğitimli, düzenden 14 Mayıs 1950 den sonra her geçen gün Düşman paralarının yükseldiği, Türk milletinin ezildiği bir sürece geldik. Hakimlerimiz buna da vicdanen EVET diyor mu? Sözün, yazının, kitabın, toplantının, konuşmanın, tartışmanın vs. bittiği yerdeyiz. Olayın detayları Bir gün Gazetesinin aşağıdaki linkindedir.
Sayın Tuğrul Türkeş’in Anayasa Düşünceleri
AKP Ankara Milletvekili, Sayın Tuğrul Türkeş bir beyanat vermiş ve demiştir ki
“Anayasa canımız sıkılınca değiştirebildiğimiz, çöpe attığımız, bağışladığımız bir elbise değildir. Dileyenin; kafasına her estiğinde Anayasa dükkânını talan etmesinin önüne geçmeli ve bu soruna kalıcı bir çare getirmeliyiz”
Biz de ayni görüşteyiz Ancak Anayasamızın Uygulamadan doğan eksik yanlış yanları maalesef vardır. Eksik olan tarafı Açık bütçeleri açık bir dille yasaklamamış olmasıdır. Yanlış olan tarafı ise TSK lerinin hastanelerinin ve mahkemelerinin kaldırılmış olmasıdır. Ayrıca Anayasamızın eğitim bölümünde aksamalar görülmektedir. laik eğitim Yüce Müslümanlık dinimizin de emrettiği eğitimdir. Yüce Dinimiz ” Beşikten mezara bilim okuyunuz” Hadis-i Şerifleri ile her anımızı bilim öğrenmekle geçirmemizi, emretmektedir.
Sayın Tuğrul Türkeş’i anlıyoruz. Diyor ki: Siyaset kurumu, 2023’te Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında yeni bir anayasayı dokumak istiyorsa, kültür kökü ve siyasi felsefesiyle birlikte Türk milletinin kurucu kodlarını ( Kurucu kodları ise Tam bağımsızlık. DENK bütçe ve Laik eğitimdir) ihya etmekten başka bir çaresi bulunmamaktadır. Anayasa canımız sıkılınca değiştirebildiğimiz, çöpe attığımız, bağışladığımız bir elbise değildir. Dileyenin; kafasına her estiğinde Anayasa dükkânını talan etmesinin önüne geçmeli ve bu soruna kalıcı bir çare getirmeliyiz.”
Çünkü DENK bütçeyi, laik eğitimi hukuk devletini ve tam bağımsızlığı temel almadan bu yamyamı bol dünyada Türk milletine yaşama hakkı vermezler
Fatih ve Komünizm
Fatih’i ve komünist sözcüğünü yan yana getirmek her baba yiğidin harcı değildir. Ama biz Türk Milleti onu da başardık. Fatih eğer 1950 den sonra Türkiye’de yaşasaydı mutlaka ve mutlaka ” Komünist” damgasını yerdi. Bu yargıya nereden vardır? Naçiz şahsımın Şubat 2005 de Lazer yayınevinden yayınladığım” Gafletteki Yöneticilerin Anayasayı ihlal bütçeleri kitabımızda yer alan bir menkıbe vardır
26 Mayıs 1453 tarihinde zamanın vezir-i Azami Çandarlı Halil Paşa huzura girer. Padişahım paramız bitti biraz para basmamıza izin verir misiniz der ve izin ister. O halim selim o efendinin efendisi Padişah hazretleri Kızar azarlar. Para basmayı nasıl teklif edersiniz der. Para basmayın der ve rezerve paradan kullandırır. Üç gün sonra İstanbul fetih edilir. Herkes bayram sevincindedir. Ama Çandarlı o günü unutmaz. Tekrar huzura girer . Sultanım, sizin kerametlerinizden sual olunmaz ama o gün ben ne yaptım ki beni hiç sizden beklemediğimiz gibi azarladınız. Suçumuzu anlamakta aciz kaldım
Fatih Sultan Mehmet şu konuşmayı yapar: Siz bana para basmayı teklif etmiştiniz öyle değil mi?. Ben de ona kızdım.
Para basınca paramızın değeri düşer.
Paramızın değeri düşünce Milletimizin cebindeki paranın değeri de düşer.
Milletimizin cebindeki paranın değeri düşünce Milletimizin de değeri düşer
Milletimizin değeri düşünce benim de değerim düşer.
Siz benim ve Türk milletinin değerini düşürecek teklifte bulundunuz hiddetim ondandı.
Türk Milletinin bir türlü Haçlılarca affedilmeyen başarılarının en başında Anadolu’yu ve İstanbul’u fetih etme gelir. 12 Haçlı seferi yapılmıştır. Çanakkale ve Kurtuluş Savaşlımız da “numaralanmaış” Haçlı Seferierine karşı savunma savaşlarımızdır. Atatürk’e dil uzatanlar Haçlıların para ile besledikleri k……lerdir. Daha fazlasını yazmaya sinirlerim uygun değil. Ancak şu kadarını ekleyelim ki” Baş Komutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şu direktifi: İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahili ve harici bedhahların olacaktır” hiç eskimeyen ve ebediyen geçerliliğini kaybetmeyen Mili bir ilkemiz olarak kalacaktır.
Bu haftanın sözü: : Türk milletini yeryüzünden silmek için kurulan dahili ve harici bedhahların tuzakları hiçbir zaman bitmeyecektir.
(1) Op. Dr. Aytekin Ertuğrul: Gafletteki yöneticilerin Anayasayı ihlal bütçeleri: Lazer Yayınları. 2005 Ankara. ( S.32-33)
…
