Dahiliye vekilimiz Sayın Süleyman Soylu ile Zafer Partisi Genel Başkanı Sayın Ümit Özdağ arasında bir kavga vardır.
Sayın Soylu diyor ki:” Adam yerine, insan yerine koymam. Benim için hayvandan aşağı biridir. Operasyon çocuğudur, Soros çocuğudur. İstihbarat elemanı olduğu apaçık bellidir”
Sayın Ümit Özdağ da şöyle diyor : “Zafer Partisi, burada örtülü bir istilada bulunan Suriyeli, Afgan, Orta Doğu’dan yönlendirilen insanlara karşı yürüyemeye devam edecek. Biz Zafer Partisi olarak Türk milletinin iradesini siyasette temsil ediyoruz. Burası lunapark değil. Her ipini koparan Türkiye’ye gelemez. Biz iktidar olduğumuzda bu 3 milyon insanı Türkiye’den yollayacağız.
Vatandaş ne diyor. Pahalılık bizi yıktı. Elinizden hiç bir şey gelmiyorsa Atatürk’ün emrini yapın. DENK bütçe yapın ayağınızı yorganınıza göre uzatın. Açıktan para basarak ceplerimizden paralarımızı soframızdan yiyecek ve içeceklerimiz almayın .
Sayın Soylu’ya acıyorum. Ona lisans düzeyinde bile eğitimi olmadığı bir konuda bakanlık yaptırıyorlar. Türkiye’de Asayiş diye bir şey kalmadı. Bunun sebebi Laik eğitimden uzaklaşmak ve açık bütçeler yapmaktır. Asayişten Ekonomiden ve iktisattan hiç anlamayanların asayişi ve ekonomiyi idare ettikleri bir dönemden geçiyoruz. Atatürk’e sarhoş diyebilen insanlarımızla birlikte yaşıyoruz. Kavga Soylu ile Özdağ arasında değildir. Yaşadığımız kavgalar AKP nin 700 Milyarlık bitçe açığının yarattığı felaketlerin düzeltilmesine yönelik gösterilen milli reaksiyonlardır. Bu kavga kişisel gibi görünse de Türk milletinin iradesi AKP açık Bütçelerinin bir saat bile uzamamasıdır. Bu günkü çıkmazlar ve acıları önlemenin tek yolu DENK bütçeye ve Laik eğitime dönmektir. Daha açık olarak söylersek. AKP nin getirdiği karanlıkların ve yıkımların onarımı için Türk milleti direnmektedir. Milli temsilcilerimizden biri olan Zafer Partisinin Genel Başkanı bu çelişmede kendisine düşen görevi siyaset dili ile yerine getirmeye çalışmaktadır. Yaşadıklarımız ve gördüklerimiz Türk milleti ile Dahili ve harici bedhahların mücadelesinin bir sürecidir. ZAFER PARTİSİ GELECEK SIĞINMACILAR GİDECEK denilmiştir. Zafer partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ bu nedenle bir üyelerinin gözaltına alınması sonrasında şu açıklamayı yapmıştır. Zafer Partisi gelecek-Sığınmacılar gidecek suç değil, milli taleptir. Demiştir. Gerçekten de bu bir milli taleptir.
Mayıs Ayı Nasıl Bir Aydır?
Mayıs ayı da diğer aylar gibidir. Değerli hocamız ve yazar Arzu Kök Rodrıgo’nun gitar konçertosu ile süslediği öyle bir MAYIS yazısı yazmış ve bize göndermiştir ki. Bu yazıya dağıtmadan ve katkı eklemeden geçemedim. Sayın Arzu Kök:
1 Mayısın İşçi bayramı,
6 Mayısın üç fidanımızın idam edildikleri acı bir gün,
19 Mayısın Atatürk’ün Samsun’a çıkışı
27 Mayısın bir bayram olduğunu
29 Mayısın İstanbul’un fethi olduğunu yazmış ama talihsiz ve uğursuz 14 Mayıs 1950 yi atlamıştır.
14 Mayıs 1950 tarihi Türkiye Cumhuriyetini yıkmak üzere harici bedhahların dâhildeki bedhahları iktidara getirdikleri tarihtir. O tarihte 280 kuruş olan bir ABD doları (Biz buna 3 TL diyelim de hem hesap kolay olsun hem de kimsenin hakkı bize geçmesin.) Bu gün ise bir ABD doları 14.953.000 TL dir. AKP iktidara getirildiği zaman 2003 te ise 1.320.000 TL idi. Bu iki rakamı bir birinden çıkarırsak 13.623.00 eder. Bu rakam AKP döneminin gafletinden başka bir şey değildir.. BU acı anımızı da ekliyorum.
Milliyetçilik Nedir? Ne Değildir
Sığınmacıları almak beslemek parala dökmek asla milliyetçi bir uygulama değildir. Ancak şunu ifade etmek zorundayım ki. 14 Mayıs 1950 tarihinde harici be dehalar dâhildeki iktidarı değiştirmişlerdir. O değişen iktidarlar biri birinin devamı olarak icraat yapmışlardır. Bu düşüncemize müdahale dönemleri de dâhildir. 14 Mayıs 1950 de 280 kuruş=3 TL olan bir ABD doları bu gün 14 868.000 TL dir. Yani 14 868.000:3 =4.956.00 defa Türk parası haçlı parası tarafından ezilmiştir. Burada milliyetçilik yoktur. Gaflet dalalet ve hatta h… vardır. Laik eğitimsiz ve DENK bütçesiz milliyetçilik olmaz. Bu değer yanı ABD doları AKP iktidara geldiği zaman 1.320.000 idi. Cumhuriyet tarihinin rekorunu kıran AKP+ MHP hükümetleridir. 14 Mayıs 1950 den sonra Türkiye Cumhuriyetini Türk milliyetçileri değil SOROS milliyetçileri idare etmiştir dersek bu hepimizin hakkıdır.