6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerin ardından bölgeye çok sayıda konut vaat edilmişti: Depremin birinci yılında gidişat ne gösteriyor?
Depremin ardından şehirlerin nasıl yeniden ayağa kalkacağı, kalıcı yaşama ne zaman geçileceği depremin etkilediği herkes için belirsizliğini koruyor. Deprem bölgelerinde hâlâ büyük bir kesim, konteyner ve çadır gibi geçici barınma alanlarında yaşamlarını sürdürmeye çabalıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, depremle mücadeleye ilişkin 2023 seçimlerinden önce dile getirdiği vaatlerden en çok öne çıkanlardan biri, barınma sorunun çözümüydü.
Erdoğan, Mart 2023’te yaptığı açıklamada 319 bin konutun bir yıl içinde teslim edileceğini, toplam da 650 bin konut ve köy evi inşa edeceklerini vaat etmişti. Diğer taraftan 680 bin konut ve 170 bin ticari alandan oluşan 850 bin bağımsız bölümün inşasının da hedeflendiği söylenmişti.
Teslimi planlanan konutlarla vaat yerine getirilemedi
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 2 Şubat’ta yaptığı açıklamada 46 bin konutun kura çekimi ile teslim edileceğini ve teslim törenlerinin ilkinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katılımıyla 3 Şubat günü Hatay’da yapılacağını söylemişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 3 Şubat’ta katıldığı törende 6 bin 572’si kentsel, 665’i kırsal olmak üzere toplam 7 bin 237 deprem konutunun kura çekimi Hatay’da tamamlandı.
Yanlış bilgi depremin yıkımını artırıyor: Gelecekteki krizlere nasıl bakmalı?
Erdoğan burada yaptığı açıklamada yapımı devam eden 40 bin konutun peyderpey hak sahiplerine teslim edileceğini, mart sonuna kadar 75 bin 364 konutun tesliminin yapılacağının sözünü vererek yıl sonuna kadar 200 bin evi teslim edeceklerini açıkladı. 4 Şubat günü Gaziantep’te 10 bin 698 konutun kurası çekildi. 6 Şubat’ta Kahramanmaraş’taki 9 bin 289 konutun, 7 Şubat’ta ise Şanlıurfa’daki bin 314 konutun kura ve teslim töreni yapıldı. Adıyaman’da yapılan kura çekilişi töreninde 7 bin 798 konut teslim edildi.
Yani toplam 36 bin 336 konutun hak sahipliği kura çekimi tamamlandı. Ancak bu sayı, bir yıl içinde tamamlanacak denilen 319 bin konut vaadinin altında kaldı. Diğer taraftan Erdoğan’ın söylediği gibi 75 bin 364 konut mart sonuna kadar teslim edilse bile bir yıl içinde verileceği söylenen 319 bin konutun yalnızca yüzde 24’ü teslim edilmiş olacak. Erdoğan 6 Şubat’ta yaptığı açıklamada 200 bin konutun yıl sonuna kadar teslim edileceğini söyledi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı şehir şehir teslim edilen ve teslime hazırlanan konutların sayısını da açıkladı. Ancak bu sayıların şehirlerde inşa edilmesi hedeflenen ve ihtiyaç olan deprem konutlarının da gerisinde kaldığı görülüyor.
Örneğin en fazla ihtiyaç olan Hatay’da 254 bin 195 konut hedeflenirken, Mart 2024 itibariyle 10 bin 418 konut teslim edilmiş olacak. Yani Hatay’da planlanan ve ihtiyaç olan konut sayısının sadece yüzde 4’ü tamamlandı. 112 bin 414 konuta ihtiyaç olan Kahramanmaraş’ta mart sonuna kadar teslimi planlanan 19 bin 501 konut ile ihtiyacın yüzde 17’si karşılanmış olacak.
Birinci yılında 6 Şubat depremleri (I): Başladığımız noktada mıyız?
Cumhurbaşkanlığı’nın raporuna göre depremin etkilediği 11 ilde 5 milyon 649 bin 317 konut yer alıyordu. Deprem anında 38 binden fazla bina yıkıldı. Depremin ardından 518 bin 9 fazla konut yıkık, acil yıkılacak veya ağır hasarlı olarak belirlendi. 131 bin 577 konut da orta hasarlı olarak belirlendi. Diğer taraftan deprem bölgelerinde orta hasarlı yapılar da ağır hasarlı olarak işlem görmeye başladı. İçişleri Bakanlığı bu yönde genelge yayınlayarak güçlendirmeye elverişli olduğu düşünülen yapılar için itiraz süreçleri açıldı.
İtiraz etmeyenler ve bir yıl içinde güçlendirme yapmayanların konutları yıkılacak. Dolayısıyla süreç içerisinde de yıkılacak konut sayıları sürekli arttı. Ancak net verilere açık kaynaklar üzerinden ulaşılamıyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki ise 9 Eylül 2023’te 680 bin konut ve köy evinin hasar aldığını söylemişti. İhtiyaç olan konut ve köy evi sayısı da 680 bin olarak belirlenmişti.
Birinci yılında 6 Şubat depremleri (II): Enkazlardan yükselen sorunlar
Bu sayı üzerinden baktığımızda Mart 2024’te teslim edilen ve edilmesi planlanan 75 bin 364 konut, ihtiyaç olan konutların yalnızca yüzde 11’ine denk geliyor. Bu durum da ihtiyacın çok altında konutun bir yıl içinde tamamlandığına işaret ediyor.
Diğer taraftan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı 11 ilde yapımı ve ihale aşamasındaki konut sayısı 218 bin 917’si TOKİ, 44 bin 275’i Emlak Konut Genel Müdürlüğü, 43 bin 874’ü Yapı İşleri Genel Müdürlüğü olmak üzere 307 bin 66 olarak açıkladı. Buna göre ihtiyaç olan 680 bin konut ve köy evinin 373 bin 934’ünün yapımına ya da ihale süreçlerine başlanmadı.
Peki TOKİ’nin inşaatlarına devam ettiği konutlarda durum ne?
İnşası devam eden konutlarda durum ne?
TOKİ’nin internet sitesinde de devam eden deprem konutlarıyla ilgili bilgilere ulaşmak mümkün. TOKİ tarafından projesi hazırlanan ve ihale edilerek yapımına başlanan konutları, şehir şehir buradan da görebiliyoruz. Bakanlık 11 ilde 218 bin 917 konutun çalışmalarının TOKİ tarafından yürütüldüğünü söyledi.
Deprem erken uyarı sistemleri nasıl çalışıyor?
Ancak TOKİ’nin internet sitesinde 11 ilde projesi hazırlanan konut sayısı 114 bin 645 olarak yer alıyor. Bunların 108 bin 584’ünün ise ihalesi tamamlanarak inşaatına başlanmış. Yani TOKİ’nin internet sitesindeki verilerden yola çıkarsak bir yılda teslim edilecek denilen 319 bin konutun yalnızca yüzde 34’ünün inşasına başlanmış. İhtiyaç olan 680 bin konut sayısının da yüzde 16’sının yapımına başlanmış.
Bu konutların yapımı hâlâ “inşaat aşamasında.” Yüzde 100 tamamlanan konut sayısı az. Ancak tamamlanma seviyesi yüzde 90’larda olan konutlar da var. Örneğin Kahramanmaraş’ta Ilıca’da yapılan 82 afet konutunun yapımı tamamlanmış. Afşin, Pazarcık, Dulkadiroğlu, Göksun ilçelerindeki konutlar ise yüzde 92 seviyesinde.
Diğer taraftan şehirler özelinde planlanan konut sayısıyla ihalesi tamamlanan konutlar da hedeflerin altında. Örneğin Hatay için 254 bin 195 konut planlanıyor; ancak ihalesi tamamlanan ve inşaatına başlanan konut sayısı 31 bin 654. Bu konutların tamamının ortalama tamamlanma oranı ise yüzde 36. Projesi hazırlanan ama yapımına başlanmayan konut sayısı bin 969. Hatay’da en yüksek tamamlanan konut yüzde 80 ile Payas ilçesinde. Burada inşa edilen konut sayısı 821. Diğer konutların bazıları yüzde 60-70 seviyelerinde.
TOKİ’nin devam eden projelerinde de hedeflerin gerisinde kalındığı görülüyor.
Vaat neden yerini bulamadı?
Bazı uzmanlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vaadinin en başından beri gerçekçi olmadığını ifade ediyor. İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Taner Yüzgeç’e göre, son 20 yılda 700 bin civarı konut inşa eden TOKİ’nin mevcut koşullarda yarısı kadar konutu bir yılda inşa etmesi mümkün değildi.
Deprem dönemindeki Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un Eylül 2022’de yaptığı açıklamaya göre TOKİ, aktif olduğu 2003 – 2022 yılları arasında 1 milyon 170 bin konut inşa etmiş. Bu durumda TOKİ’nin sene başına ürettiği konut sayısı 58 bin 500 oluyor. Anadolu Ajansı’nın paylaştığı verilere göre TOKİ 2020, 2021 ve 2022 yıllarının toplamında 213 bin konut inşa etmiş.
Bakan Özhaseki de depremlere kadar yılda 60-70 bin konut yapan TOKİ’nin kısa sürede 850 bin yapı inşa etmesinin kolay bir iş olmayacağını, inşaat için de rezerv alan bulmanın zor olduğunu söylemişti. Dolayısıyla vaat edilen konutlar halihazırda TOKİ’nin geçmişteki inşa kapasitesinin de üzerindeydi.
2020 yılında meydana gelen İzmir depreminin ardından inşa edilen 4 bin 602 konut, 2023 yılında teslim edilmişti. Yine Ocak 2020’deki Elazığ depreminin ardından başlanan 24 bin 537 konutun yüzde 90’ı 2022 yılında tamamlanmıştı. 2011 yılında meydana gelen Van depreminin ardından inşa edilen 26 bin konutun teslimi de 2020 yılını bulmuştu.
Yardım derneğinden holdinge: Kızılay ve deprem çadırları
17 Ağustos 1999’da Kocaeli, Sakarya, İstanbul, Düzce ve Yalova’da 18 binin üzerinde yapının hasar almasına yol açan Marmara depreminin ardından 42 binin üzerinde kalıcı konutun yapımına başlanmıştı. Bolu, Kocaeli ve İstanbul’da yapılması planlanan evlerin hepsi bir yıl içinde tamamlanırken; diğer illerde ise bir yıl içinde hedeflenen konut sayısının yüzde 90’ı tamamlanmış.
Konutların maliyeti ne kadar olacak?
Hak sahipliği konusu uzunca süre bölgede belirsizliğe neden olmuştu. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, mayıs ayında başlayan hak sahipliği sürecinin sonucunda 441 bin 567 hak sahibinin belirlendiğini söyledi. Yönetmeliğe göre evi ağır hasarlı ve yıkılan ev sahiplerinin konut projelerinden faydalanma hakkı var, anca kiracıların konut hakkı bulunmuyor.
Bu konutlar ücretsiz olmayacak. Evleri tamamen yıkılan ve ağır hasar alan hak sahipleri maliyet üzerinden borçlandırılacak. Konutların ödemesinin yüzde 60’ı devlet tarafından, yüzde 40 oranı ise vatandaşlar tarafından karşılanacak. Konutların geri ödeme sürecinin, iki yılı ödemesiz, toplam 20 sene faizsiz vadeyle olacağı da açıklanmıştı.
Cumhurbaşkanlığı raporuna göre konutların inşaat maliyeti arsa bedeli hariç 608,3 milyar TL (32,2 milyar dolar), köy evlerinin yaklaşık maliyeti ise 192,7 milyar TL (10,2 milyar dolar) olarak belirlenmiş.
11 Şubat 2023’de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yayınladığı tebliğe göre, deprem bölgesine yapılacak binaların birim maliyeti 6 bin 825 lira (apartman tarzı binalarda) olarak açıklanmıştı. Ardından, TOKİ’nin ihalelerinde metrekare inşaat maliyetlerinin 18 bin liraya kadar çıktığı, dönemin CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın tarafından iletilmişti.
Ancak artan inşaat maliyetleri ve ekonomik belirsizlik de sürecin sonunda hak sahiplerini, kendilerini nasıl bir borcun beklediği konusunda endişelendiriyor. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın Temmuz 2023’te yayınladığı “Deprem Bölgesinde Sürdürülebilir İş Gücü İstihdamı: İhtiyaçlar ve Fırsatlar” isimli rapora göre, bölgenin yeniden yapılanma maliyeti beş yıllık bir süre için 150 milyar dolara ulaşacak.
Konutlar nerelere inşa ediliyor?
Deprem bölgelerinde konutların nerelere, nasıl inşa edileceği gibi süreçler 24 Şubat 2023’te yayınlanan 126 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne göre düzenlendi ve süreç hızlandırıldı. Buna göre bir bölgenin zemin etüdünün uygun sonuçlar vermesi durumunda inşaat yapılabilecekti. Bu kararname mera ve orman alanlarını da yapılaştırmaya alan açtı.
Deprem konutlarının bir kısmının tarım arazilerine inşa edilmesi de birçok tartışmayı beraberinde getirdi. Deprem konutu inşası için “acele kamulaştırma” kararıyla zeytinlik ve tarım arazilerinin imara açılması üzerine Hatay’da davalar da açıldı. Hatay Barosu’nun Dikmece Köyü’nde açtığı davada mahkeme TOKİ konutları projesi için yürütmeyi durdurma kararı verdi. Teyit’in ulaştığı Hatay Barosu’ndan Avukat Ecevit Alkan, zemin koşulları uygun olmadığı yönündeki iddialara rağmen, Dikmece gibi yerlerde TOKİ konutları yapıldığını söyledi. Alkan’a göre tarım arazisi gibi “yaşayan” yerlere konut yapmak için de zemin etüdü raporları yeterli değil.
Teyit’in ulaştığı TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Hatay Başkanı İnal Büyükaşık’a göre, elbette hızla yapılacak kalıcı konutlara ihtiyaç var. Ancak, konutların, yaşam alanlarının ve çevrelerinin belirlenip, depreme dayanıklı alanlar yaratılması için ilk olarak prefabrik evler gibi nitelikli geçici barınma alanları sağlanabilirdi. Bu süreçte de kentin yeniden yapılaşması için bütüncül bir plan yapılabilirdi.
Diğer taraftan konutların inşa edildiği yerler genelde şehir merkezlerinin uzağında. Halihazırda ulaşım sorunlarının yaşandığı bölgede, konutların ulaşılabilir yerlerde olmaması da sorun yaratabiliyor.
Teyit, Samandağ’daki TOKİ konutlarını yerinde gördü
Teyit, Ocak 2024’te Buradayız Hatay Derneği’nin desteğiyle Hatay’a ziyaretinde, depremin en çok etkilediği ilçelerden Samandağ’da yapımı süren TOKİ konutlarını da gözlemledi. Samandağ Hıdırbey Mahallesi’nde konutların inşa edildiği alana, yolların hasarlı ve çamurlu olması sebebiyle ulaşmak hayli zor.
Şantiye alanındaki yetkililerden aldığımız ve Hatay Valiliği’nin paylaştığı bilgilere göre, Hıdırbey TOKİ Afet Konutları, 73 blok, 424 daireden oluşuyor. TOKİ’ye ait verilerde, inşaatın yüzde 11’inin tamamlandığı görülüyor. Teyit’in şantiye alanındaki gözlemlerinde de, şantiye alanında henüz dört binanın yükseldiği tespit ediliyor.
Konutların 14 Ağustos 2024’te bitmesi planlanmış. Ancak Teyit’in şantiye alanındaki yetkililerden aldığı bilgiye göre, konutların tamamlanması üç ay kadar ertelenebilir. Çünkü zemin güncel haliyle çamurlu ve çalışılması zor durumda.
Bölgede dikkat çeken konulardan biri ise, şantiye alanının çevresindeki portakal ağaçları. Bu ağaçların şantiye alanındaki çalışmalar sebebiyle zarar görüp görmeyeceğini söylemek güç.
Bir diğer seçenek: “Yerinde Dönüşüm Projesi”
Deprem bölgelerindeki konutlar sadece TOKİ’nin inşa ettikleriyle sınırlı değil. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından deprem bölgelerinde “Yerinde Dönüşüm Projesi” hayata geçirildi. Bu projede ev ve işyerlerini aynı yerlerde tekrar inşa etmek isteyen vatandaşlara kredi ve hibe desteği veriliyor.
Bu projeden yararlanmak isteyenler hak sahipliğinden, yani TOKİ konutları hakkından feragat etmek zorunda. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Şubat 2024 itibariyle Yerinde Dönüşüm Projesi’ne 255 binden fazla konut başvurusu olduğunu iletmiş.
Diğer taraftan bu proje kapsamında yapılacak konut veya işyerlerinin zeminde sıvılaşma olmayan, dere yatakları ya da fay hatlarından uzak yerlerde olmasına dikkat edileceği belirtilmişti. Ancak uzmanlara göre uygun olmayan ve depremin yıkım yarattığı yerlerde de bu proje uygulanıyor.
Bölgeden görüştüğümüz kişiler depremin yaşandığı ve yıkımların olduğu zeminlerde bu projenin yapılmasının ne kadar doğru olduğunu sorguluyor. İnşa edilecek binalarda her ev sahibi aynı imkânlara sahip olamayacağı için oralarda da anlaşmazlıklar çıkabileceği düşünülüyor.
Yerinde dönüşümün uygulandığı “rezerv alanlar”
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın açıklamasına göre 207 bin konutun inşası “rezerv alanlarda” yapılıyor. Yine bu alanlarda 50 bin konutun da yapımına başlandı.
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Kanunu’na 9 Kasım’da yapılan değişiklikle belirlenen yerlerin “rezerv alan” ilan edilmesinin önü açıldı. Kentsel dönüşümü amaçlayan bu yasayla birlikte mevcut yerleşim yerleri de “rezerv alan” ilan edilerek yerine yeni yapılar inşa edilecek.
Sürecin sonunda, dönüşüm tamamlandığında ise ortaya çıkan maliyeti ödeyebilenler sadece mülküne yeniden sahip olabilecek; ödeyemeyenler ise hakkını kaybedecek. Yani, yıkılan bağımsız bölümlerin ve yeni yapılacak konutların değerlemesi sonrası arada bir fark oluşacak. Bu fark ise borçlandırma yöntemiyle ödenecek. Hükümetin sağladığı 750 bin liralık hibe desteği ise, ortalama inşaat maliyetinin yarısına tekabül ediyor.
Yasanın ilk uygulandığı yer olan Hatay’da şu ana kadar Defne ilçesinde Akdeniz, Armutlu; Antakya ilçesinde ise Elektrik, Gazi, Cumhuriyet mahalleleri; Samandağ Atatürk mahallesi de dahil 28 mahalle ve 207 hektarlık bölge rezerv alan ilan edilerek tapuları hazineye geçti.
Teyit, Ocak 2024’te Buradayız Hatay Derneği’nin desteğiyle Hatay’a yaptığı ziyarette, rezerv alan ilan edilen ve yerinde dönüşümün yapıldığı Armutlu ve Elektrik mahallelerini de yerinde gözlemledi. Defne ilçesi Armutlu Mahallesi depremde en çok yıkılan mahallelerden biri. Mahalle, Asi Nehri’nin aktığı bir bölgede yer alıyor. Asi’nin yer altı su seviyesinin yüzeye oldukça yakın.
Defne ilçesi, Armutlu Mahallesi Asi Nehri’nin geçtiği bir bölgede kurulmuş.
Şimdi, aynı bölgeye yerinde dönüşümlerle yeniden bir kent kurulmaya çalışılıyor. Teyit’in Armutlu ve Elektrik mahallesinde gördüğü yerinde dönüşüm alanlarında iş makinaları hızla çalışıyor. Yıkılan konutların molozları kısmen kaldırılmış ve zemin kazılmaya devam ediyor.
Teyit, konuyla ilgili TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Hatay Başkanı İnal Büyükaşık’a ulaşarak, özellikle Asi’ye yakın, yıkımın en fazla olduğu Armutlu’da yerinde dönüşümün nasıl uygulanabileceğini sordu. Büyükaşık’a göre, yapılan planlarda bu bölgeye zemin güçlendirme yapılacağı söyleniyor.
Bu bölgedeki yapıların önemli bir kısmı az ve orta hasarlı. Bölgede evi bulunanlar, rezerv ilanıyla birlikte hak kaybına uğrama endişesi taşıyor. Hatay Barosu, 50 binden fazla insanın “mülksüzleşme riskiyle” karşı karşıya olduğunu söylüyor. Bu mahalleler “rezerv alan” kapsamına sonradan eklenmiş ve bu da sağlam olduğu tescillenen binaların da yeni imar planlarıyla yıkıma açılabileceği ve yeni yapıların inşa edilebileceği anlamına geliyor. Kentsel Dönüşüm Başkanlığı tarafından yürütülen projelerde, bakanlık kamu finansman desteği sağladığı yapıya ortak olabilecek.
Teyit’in ulaştığı Hatay Barosu Başkanı Hüseyin Cihat Açıkalın, yaşam hakkından sonra mülkiyet hakkının uluslararası sözleşmelerde ve anayasada teminat altına alındığını ancak rezerv alan ilanının “mülkiyet hakkına müdahale” olduğu yorumunda bulundu.
Sonuç olarak deprem bölgesinin yeniden inşası için çalışmalar devam ediyor. Her gün yeni bir bölgede kura ve teslim töreni haberleri gelirken birinci yıldaki veriler, ihtiyacın yalnızca yüzde 11’inin tamamlandığını gösteriyor. Bu da teslimi yapılan konut sayısının ihtiyacın gerisinde olduğunun bir sinyali. Diğer taraftan “Yerinde Dönüşüm Projesi” ve uygulandığı rezerv alanlar bir süre daha gündemde tutulacak sorunlar arasında yer alıyor.
Özet
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mart 2023’te yaptığı açıklamada 319 bin konutun bir yıl içinde teslim edileceğini, toplam da 650 bin konut ve köy evi inşa edeceklerini vaat etmişti.
İlerleyen tarihlerde, iktidar tarafından toplam 680 bin konut inşa edileceği duyuruldu.
8 Şubat 2024 itibariyle düzenlenen törenlerle Hatay, Gaziantep, Adıyaman ve Kahramanmaraş’ta 36 bin 336 konut teslim edildi.
Mart 2024’e kadar 75 bin 364 konutun teslim edilmesi planlanıyor. Bu durumda bir yıl için vaat edilen 319 bin konutun yalnızca yüzde 24’ü teslim edilmiş olacak. Yani vaat gerçekleşmedi.
Diğer taraftan 75 bin 364 konut, ihtiyaç olan konutların yalnızca yüzde 11’ine denk geliyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın konut inşasına diğer alternatifi “yerinde dönüşüm projesi.” Bu projede ev ve işyerlerini aynı yerlerde tekrar inşa etmek isteyen vatandaşlara kredi ve hibe desteği veriliyor.
Ancak bu projenin depremin yaşandığı yerlerde uygulanması eleştirilere neden oluyor. Proje Hatay’da “rezerv alan” ilan edilen yerlerde de uygulanıyor.
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Kanunu’nda 9 Kasım’da yapılan değişiklikle belirlenen yerlerin “rezerv alan” ilan edilmesinin önü açıldı. Buna göre devlet mevcut yerleşim yerlerini de “rezerv alan” ilan ederek yerine yeni yapılar inşa edebilecek.
Kaynak: teyit…