Asker düşmanlığının, Cumhuriyet karşıtlığının zirve yaptığı, Atatürk’e, Anayasal kurumlara, Türklüğe ilişkin değerlere histerik bir coşkuyla saldırıldığı günlerdi. Ergenekon ilk işaret fişeği idi. Sonrası çorap söküğü gibi gelecek olan, Balyoz, Amirallere Suikast, Askeri Casusluk vs. gibi kumpas davalarla araçsallaştırılan yargı, silaha dönüştürülen hukuk üzerinden rejim dinamiklerinin tasfiyesi planlanmıştı. Tasfiye operasyonunun unutulmuş bir saha uygulamasını, sivil amigoluğunu, FETÖ’nün kılıcının önünün de ardının da kestiği yakın geçmişte yaşanmış çarpıcı örneğini 14. yılında hatırlatmanın zamanıdır.
Her 6 Ekim’de, Fatih Vatan Caddesinde İstanbul’un düşman işgalinden kurtuluşu törenleri yapılır. İstanbul Valisi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, 1. Ordu Komutanı, halkı ve tören birliklerini selamlar. Askeri birlikler, Kara, Hava, Deniz Harp Okulu öğrencileri ve sivil eğitim kurumlarını temsilen katılan okullar tören geçişi yapar. 13 Kasım 1918 – 6 Ekim 1923 arası yaklaşık 5 yıllık işgalin utancını yaşayan İstanbul ahalisi, Halaskar ( kurtarıcı ) Ordusunu gururla, coşkuyla alkışlar.
İstanbul’un kimi cadde, sokak ve semt adlarının, aynı zamanda işgalden kurtuluşun sevincini hatırlatan simgeler olduğu unutulmamalıdır. İşgal döneminin Pera’sının kurtuluştan sonra İstiklal Caddesi, Mütarekede Türk Polisinin giremediği Tatavla’nın Kurtuluş, Şişli Caddesinin Halaskargazi olmasının tarihsel arka planı üzerinde düşünülmelidir. Şükrü Naili Paşa’nın,6 Ekim 1923’te Türk Ordusuyla İstanbul’ a girişi, işgalcilerin Türk Bayrağını/sancağını selamlayarak ayrılışı, aynı gün Fransa’nın Nice şehrinde, Damat Ferid’in kalp kriziyle ölümündeki tarihsel rastlantı da unutulmamalıdır.
6 Ekim 2009 törenleri de önceki yılların programa uygun şekilde gerçekleşti. Protokol askeri birlikleri, törenin sivil katılımcılarını ve halkı selamlamasının ardından yapılan konuşmalar ve askerin geçişiyle son buldu. Akşama doğru kopacak kıyameti, Selatin camilerin minarelerine asılan mahyalardaki, Ne Mutlu Türküm Diyene – Ordumuza Şükran Borçluyuz – Kurtuluşun Kutlu Olsun – Önce Vatan – Milli Birlik Esastır sözleri yüzünden Genç Siviller, Fetö Şakirtleri, Kürdistan Teal-i Cemiyetinin bu günkü mirasçılarının İstanbul’un altını üstüne getireceklerini hiç kimse tahmin etmemişti.
Fetö medyasının ve müttefiklerinin onlarca kamerası karşısında Şakirtlerin, Genç Sivillerin, bölücü tayfasının Türklüğe ve Türk Ordusuna ( mahyalardaki yazıların askeri vesayet ve darbe çağrışımı yaptığı bahanesiyle ) saldırısı, işgale onaydan ve işgal işbirlikçiliğinden başka bir anlam taşımıyordu. Kurtuluşun 86.yıldönümünde, kurtuluşun kıvancını yansıtan mahyaların anlattığımız yaygara üzerine minarelerden apar topar indirilmesi, zamanın ruhunu göstermesi açısından ibretliktir. Asıl ibretlik olansa dönemin İstanbul Valisinin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının, İstanbul Müftüsünün mahyaların arkasında duracak yerde sorumluluğu başkalarına atmaya çalışmalarıdır. İstanbul’un küffar elinden kurtuluşunun 86.yıldönümünde, ülkeyi kurtaranlar sayesinde o makamlarda oturan vali, belediye başkanı ve müftünün, kurtuluşun gururunu ifade eden mahyaların arkasında durmaktan kaçınmış olmalarıdır.
İşgal donanmasının boğaza demirlediği 13 Kasım 1918’de Filistin’den dönen Sarı Paşa’nın geldikleri gibi göndermeye ant içtiği işgalcileri, gittikleri gibi gelmeye davet eden soysuzlara binlerce lanet. Mübarek kanlarıyla kurtuluşa giden yolu açan şehit ve gazilere saygı ve rahmet.