Milli İçkimiz Ayran ve Kımız dışında Rakının bir Altay içkisi olduğunu biliyor musunuz?***
Türklerde sofra adabı ,sofranın hazırlanışı,oturuluşu, içki içmenin kuralları ve çok sayıda çeşitli içkileri vardı
Uygurlar yeme içme sözünü birlikte YEGÜ İÇKÜ şeklinde söylerdi.
Büyük ziyafetler demek olan budunun da katıldığı Toy,Şölen,Cedir gibi etkinlikler Hakanın budunu doyurmak,çıplaksa giydirmek vazifesini de yerine getirilmesiydi,Orhun Yazıtlarında bu öncelikli görev Bilge Kağan’ın dilinden :
“…Tanrı lütufkar olduğu için, benim (de) talihim olduğu için, hakan (olarak tahta) oturdum. Tahta
oturup yoksul (ve) fakir halkı hep derleyip toparladım: Fakir halkı zengin yaptım, az halkı çok
yaptım. Yoksa bu sözümde yalan var mı?” denilerek kağanın Tanrı buyruğu ile görev aldığı ve milletin açlığının giderilmesinin kağanın vazifeleri arasında olduğuna vurgu yapılmaktadır.
TOY yeme içme demekti ve ikisi bir arada yapılırdı.
Sofrada misafirin oturacağı yer ‘’ORUN’’bir makamdı ve dağıtılacak et veya yemekten belirli bir payı vardı ‘’ÜLEŞ’’,buduna ve hakana (Töre’ye) uygunsuz davranışlar öncelikle bu Orun ve Üleş hakkını kaybettirirdi.
KIMIZ
Eski Türklerde en önemli içecek mayalanmış kımız idi.
Alkol oranı düşük bir içki olan kımız, kalorisi yüksek olduğu için bir öğün yerine geçtiği gibi gün boyunca içildiğine de rastlanmaktaydı.
Moğollarda kımız içme işi, askerlik eğitimiyle sıkı bağlantısı olan bir tören şeklinde icra edilirdi.
Genel kabul gününde beylere ve halka hanın ikram ve merhamet sofrası kurulurdu.
Sakiler ve kadeh tutanlar sofra takımlarını ve kadehleri getirirlerdi. Hanın işaretiyle bir saray odacısı kımızı töresi ile hana sunardı.
O da insanların topluluk halinde yaşamalarının temeli olan bu arı ve temiz içkiden biraz içip devletin en ileri gelenine verirdi.
O da kadehin tamamını bitirirdi.
Beyler ve komutanların içki içme merasimi bittikten sonra askerler ayakta içmeye başlarlardı.
Kımız içme işi sırasında yanlışlık yapan asker kapının yanına bırakılırdı. Sakiler ve kadeh tutanlar bu askerlere ceza verirlerdi ve bu, ölüm cezası dışında her türlü ceza olabilirdi.
Yakutlarda Art Toyon Ağa adına yapılan törenlerde kurban kesme uygulaması yerine,gençler dokuz bardak kımızı, dokuzar kere içerlerdi. Bu törensel kımız içme, bir nevi kurban ayini olarak kabul edilirdi. Altaylılarda da kımız içme, yüz yüze bakarak şarkı söyleme geleneğine
bağlı olarak sürdürülürdü.
Türklerde kımız, nevruz bayramında yapılan ikramlar arasında yer alırdı. Bayramın üçüncü günü misafirler yurtlarına yerleşince yemekler dağıtılır, arkasından kımız ve ayran sunulurdu.
RAKI
Ayrıca, Altaylılarda ekşi sütten rakı yapılırdı.
Kımız içme törenleri daha sonraları rakı içme törenlerine dönüşmüştü. Akraba veya komşu olanlar kadın erkek, genç yaşlı herkes bir araya gelir, rakının hazırlandığı yerde bir ateş yakılırdı.
Ateşin üzerine konulan TAGAN adı verilen demir bir kazanda bir kadın, yapımı bazı işlemleri gerektiren rakıyı hazırlardı.
Ateşin sağında erkekler, solunda kadınlar otururdu.
Toprağın üzerine serilen keçenin, kayın ağacı kabuğunun ve tay postlarının üzerine daire şeklinde oturulurdu.
Bu tören sırasında ev sahibi tahta fincandaki içkisini sol eliyle tutar, sağ eliyle ateşe biraz rakı serperdi.
Kayın ağacının UMAY ANA ile birlikte indiğine inanan Altaylarda rakı, Umay kültüyle bağlantılı görünmektedir.
Bunların dışında aşağıdaki isimlerle anılan Türk içkileri vardı.
TARASUN
Bu içki darıdan şarap yapılıp bunun kımızla karıştırılmasıyla elde edilirdi. Ayrıca üzümden de Şarap yaparlardı.
Buğday ve darıdan yapılan çeşitli içkilere Göktürkler BEGNİ diyorlardı.
MEDUS
Hunların bal şarabıydı.
CAMUM
Arpadan yapılan bir içkiydi.
Hanlar ile büyüklerin yemeklerine AŞATMA , hanlar için kurulan ayaksız sofraya İŞKÜM ,
geceleyin habersiz gelenler için hazırlanan içki ziyafetine “KESTEM ” adı verilmiştir.
Yakın arkadaşların kışın sırayla birbirlerine verdikleri ziyafete SUĞDIÇ , oyun eğlenceli ve yemekli gece toplantılarına SÜRÇÜK denmiştir. ŞANBUY ise, davetten sonra gidilen içki ziyafetini ifade etmek için kullanılmıştır.
(Alıntı)