Bu hafta yeni yazı yazamadım. “Türk Seçmeninin el Kitabı” (*) diye bir kitap çıkardım. Bir iş yaparken özellikle seçim işi yaparken doğrusunu yapmak doğrusunu seçmek mazide kalan yanlışları tekrarlamamak gereklidir.
Öyle olduğu için de 14 Mayıs 2023 seçimlerinde Türk Milleti yoğurdu üfleyerek yiyecektir. Yeni kitabımızdan bir bölüm aldım. Sunuyorum.
Seçim Mi Arayış Mı?-1
Seçime mi gidiyoruz yoksa arayışa mı? Yoksa seçeceklerimizi mi arıyoruz? Hayatta önce arıyorsunuz, bulunca seçiyorsunuz. Eş ararken öyle olmuyor mu? Önce eşinizi arıyorsunuz bulunca da seçimini yapıyorsunuz. Seçimini yaptıktan sonra, sonraki işlemler tamamen formalite. İşin esası arayıştır. Bulmak ve seçimdir. Dünyada ünlü birçok söz vardır. Ancak bir tanesi vardır ki basit söz olmasına rağmen çok büyük iki insanın karşılaşmalarında söylendiği için tarihe geçmiştir. “Gölge etme başka ihsan istemem.” Matematik çalışması ünlü bilgin Diyojen ile yine ünlü İskender’in, ilk karşılaştıklarında:
Dile benden ne dilersen dediği zaman bilginin verdiği ünlü cevaptır.
Gölge etme başka ihsan istemem.
İnsanlar o gün bugündür asgari gölge etmeyecek yöneticiler aramaktadırlar,
Tıp mensuplarının da bazı ilkeleri vardır. Önce hastaya zarar vermeyiniz derler. Bu sözün Latincesi de meşhurdur. “Primum non nocere”(*) İdarecilerin birinci görevleri, önce idare ettikleri insanlara zarar vermemeleridir. Ne yazık ki… Türk Milleti 14 Mayıs 1950 den bu yana parasının ezilmediği yanı Türk milletine zarar verilmediği bir tek gün dahi görmemiş ve yaşamamıştır.
Büyük Atatürk, Ey Türk Gençliği birinci vazifen Türk istiklal ve Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir, dediği zaman önce zarar vermeyin, Önce, Türk istiklal ve cumhuriyetini ilelebet muhafaza edin direktifini vermiştir. Şüphesiz ki bu emir yalnızca Türk gençliğine değil, Türk idarecisine ve Türk siyasetçisine de verilmiştir.
Cumhuriyetimizin DENK bütçe+ Laik eğitim temel ilkeleri de bunun için konulmuştur. Bunların tümü milletimize zarar verecek uygulamaların önlenmesi için konulmuş ilkelerdir.
Bu ilkeler yetmemiş 1937 de bir defa daha halkçılık ve devrimcilik şeklinde ifade edilerek Anayasamıza girmiş ve pekiştirilmiştir.
Halkçılık bilindiği gibi, devletin yönetilmesi sırasında alınan kararların ve yapılan uygulamaların halkın zararına olamayacağı ilkesidir.
Devrimcilik ise; alınan kararların ve yapılan uygulamaların, bilimsel olması gerektiği ilkesidir. Atatürk bu ilkeyi bir başka şekilde şöyle ifade etmiştir. “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” O halde aşağıdakiler yapılmamalıdır:
Paranın değeri düşürülmemelidir,
Okullar okunamaz ve Fabrikalar işlemez hale getirilmemelidir,
Fabrikalarımız haraç mezat elden çıkarılmamalıdır
Hukuk ve bilimle uyuşmayan hiçbir şey yapılmamalıdır,
Demiryolları yerine karayollarına öncelik verilmelidir.
Ve daha birçok şey yapılmamalı, yapılamamalıdır. İşte gölge etmeyen, bilmediklerini bilir gibi yaparak yanlış söylemeyen uzmanı olmadığı sahada kendisi konuşmayıp uzmanını konuşturan veya ona danışan, bilimi ve halkın çıkarlarını temel alan, yüz yıllardır Anadolu’da verdiğimiz yaşama mücadelesinin kazanılması için çalışan, şahsi menfaatlerine göre hareket etmeyen yöneticilere ve siyasetçilere ihtiyaç bulunmaktadır. Türk Milleti seçmek için onları aramaktadır. Seçim için bağımsızlık için Atatürk bir İLK ŞART koşmuştur. Türk Milleti 14 Mayıs 1950 den sonra yapılan tüm seçimlerde o ilk şarta sıkı sıkıya uyacak yöneticiler arıyor. Bulunca seçecektir. Peki, Atatürk’ün İLK ŞARTI nedir. Onu siz çok iyi biliyorsunuz ama bir kez daha seçim şartı olarak yazalım. Atatürk Diyor ki:
- Bugünkü savaşmalarımızın gayesi tam bağımsızlıktır. Bağımsızlığın bütünü ise ancak mali bağımsızlıkla mümkündür. Mali bağımsızlığın korunması için İLK ŞART bütçenin ekonomik bünye ile orantılı ve DENK olmasıdır.
- Milli paranın kudretini beynelmilel buhrana karşı masun bulundurmak başlıca gayemizdirBu direktifler bazı Yüksek yargı organlarında geçmiyor. Onlara itibar edilmiyor ama bütçemizi DENK yapacak. Günlük işler için Haçlılara el avuç açmayacak. Emekliyi memuru enflasyonla ezdim diye onlara enflasyon zammı verirken, İsmet İnönü’nün deyimi ile onları tam manasıyla iflasa sürüklediği halde, esnafa ve köylüye hiçbir şey vermeyen uygulamalara SON verecek olan adaylar arıyoruz. Bulunca Türk Milleti’nin onları seçeceğinden hiç kimsenin şüphesi yoktur.
(*)Zarar vermemek: Hipokrat‘tan beridir hekimle hastası arasındaki ilişkinin temel niteliği,” (primum non nocere)önce zarar verme. Sözünün önemi de asırlardır hiç değişmemiştir.
(**) Op. Dr. Aytekin Ertuğrul: Türk Seçmeninin El Kitabı. Akdoğan Yayınevi- Ankara Mart 2023