Sayın Türker Ertürk Amiral diyor ki: İktidar, Türkiye’yi 20 yılı aşkın süredir yönetiyor. Bu süre sonunda geldiğimiz yer ise ekonomik iflas, yüksek enflasyon, milli paramızın pul olması, fakirleşme, işsizlik, iç barışın hassas hale gelmesi, Ortadoğu bataklığına saplanmış olmamız, itibarsızlık, ülkemize doluşan ve güvenlik sorunu haline gelen sığınmacılar, devlet kurumlarının istisnasız tahrip edilmesi, üniversitelerin bilim yuvası olmaktan çıkarılması ve nitelikli insanların yurt dışına göç ediyor olmasıdır. ( Bunlara bütçelerimizim sürekli kasıtlı ve gafletle açık yapılmasını da eklemek gerekir.)
Bu durum ülkemiz açısından sürdürülebilir değildir ve bir numaralı güvenlik sorunumuzdur. Bu nedenle, iktidar seçimi asla kazanmamalıdır.
İktidar seçimi asla kazanmamalıdır kısmı doğrudur. Ama muhalefetin de bu vahim tablo kaşısın da DENK bütçe+ Laik eğitimi seçim programına almalı ve bunları Türk Milletine sunmalıdır. Ve hala iktidarımız 18 TL ye devraldığı altının gramını bu gün( 14 Kasım 2022) itibari ile1054 TL ye çıkarılışındaki görevi, ihmal ve Anayasaya ihlal suçlarından ötürü de yargıya gidileceğini program olarak Türk milletine vaat etmelidir.
AKP ye gelince seçimlere girecekmiş. Bir gram altını 1054 TL ye yani 1054,18=58 misline çıkarmanın hesabını nasıl verecektir.
DİSK Genel Başkanımızın DENK Bütçe Çıkışı
Disk Genel Başkanımız meslektaşımız hemşerimiz Dr. Arzu Çerkezoğlu diyor ki: Türkiye ekonomisinin yaşadığı bu olumsuz tablo bir tesadüf değil, ekonomi kurmaylarının sadece bir iş bilmezliği beceriksizliği değil; aslında özellikle yirmi yıldır ülkeyi yöneten siyasi iktidarın politikalarının tercihlerinin sonuçlarıdır. Özellikle son dönemde Türkiye ekonomisi tümüyle Türk lirasının değersizleştirilmesi ve emeğin ucuzlatılması üzerine kurulu bir büyüme politikası izliyor…. Şu an yaşadığımız bu yüksek enflasyon, hayat pahalılığı, işsizlik ve özellikle gelir dağılımı adaletsizliği bu politikaların bu tercihlerin bir sonucu.
Burada ilk defadır ki STK lardan doğru bir teşhis gelmiştir. Ama ismini koyarsak diyor ki: Türk lirasının değersizleştirilmesi ve emeğin ucuzlatılması üzerine kurulu bir büyüme politikası izliyor. Bu bizim bildiğimiz ve Ulu kurucularımızca ebediyen yasaklanmış bulunan açık bütçeler politikasıdır. Son 5 yılın bütçe açıkları ise şöyledir.
2019 yılı bütçe açığı 81 Milyar
2020 yılı bütçe açığı 139 milyar
2021 yılı bütçe açığı 265 Milyar
2022 yılı bütçe açığı 278 Milyar ve en önemlisi
2022 yılı ek bütçesi açığı 880 Milyar
TOPLAM: 1643 Milyar TL
2023 Bütçesi TBMM de görüşülmektedir. 660 Milyar açıktır. Bu rakama onu da ekleyelim. 1643+660=2303 Bu kadar açık bütçelerle Atatürk’ün ve ismet İnönü’nün söyledikleri gerçekleşir
Atatürk diyor ki: Bugünkü savaşmalarımızın gayesi tam bağımsızlıktır. Bağımsızlığın bütünü ise ancak mali bağımsızlıkla mümkündür. Mali bağımsızlığın korunması için ilk şart bütçenin ekonomik bünye ile orantılı ve DENK olmasıdır.
Milli paranın kudretini beynelmilel buhrana karşı masun bulundurmak başlıca gayemizdir
İsmet İnönü diyor ki:
- Enflasyon politikası, iktidarın daha ilk yıllarından itibaren iktisadi bünyeyi süratle takatinden düşürerek 1952 yılının son baharı başlarında, memleketi tam manasıyla iflasa sürüklemiştir. Kelimeyi tartarak kullanıyoruz.
- Bütçe açığı, bir milleti, rutubetin bir binayı çökertmesi gibi yok eder
Yaşadıklarımız da bunlardır. Sayın Dr. Arzu Çerkezoğlu’nu kutlarım. Bir tıp doktor işte böyle farklı gizlemlere ve verilere dayanarak düşünür ve doğru karar verir.
Türk milleti için DENK bütçe ister. Bütün işçi gücünü ve Türk gücünü denk bütçeye ulaşmak için kullanır. Denk bütçe yoluna çıkanlara başarılar dilenir.