Büyükşehir Belediyesi’nin uzun yıllardır bir uğraşısı var.
“ULAŞIM ANA(Master) PLANI”
Ulaşım Ana Planı, kentin mevcut durumdaki talep ve ihtiyaçlarını ve gelecekteki talep ve ihtiyaçlarını entegre karşılamaya yönelik olmalıdır.
Geleceği planlamayan bir plan ANA olamaz olsa olsa mevcut talebi bile karşılayamayacak israf olur.
Ulaşım Ana Planı çalışması, İmar Nazım Planı ile eş güdümlü olmalıdır. Daha yeni 1/25000 İmar Nazım Planı mahkemece iptal olmuş, neden iptal edildiğini dahi bilmediğimiz bu plana dayalı olarak yapılabilecek yol, bulvar, kavşak düzenlemesi, Ulaşımın Planının unsurları değil mi ? Belli olmayan yolun, belli olmayan bulvarın üzerinde Ulaşım Planı havanda su dövmektir
1085 adet minibüs, çok sayıda
Sözleşmeli Özel Halk Otobüsü, Belediye’ye ait otobüsler ve raylı sistem Adana’nın toplu taşıma öğelerini oluşturuyor.
Bu öğeler üzerinde bile muktedir olamazken Ulaşım Ana Planı gerçekleştirmek hiç inandırıcı değil.
Ulaşım koordinasyonu ‘nun (UKOME) görevi yönetmelikle belirlenmiş, şehir merkezinde Ulaşım koordinasyonunu sağlamak.
Ukome, hat ve güzergahları belirler ancak mevcutta otobüsler ile dolmuşçular, dolmuşçularla ile dolmuşçular arasında ki hat ve güzergâh uyuşmazlıklarını gideremediği gibi mahkeme kararlarını bile uygulayamaz halde. Her zaman ki gibi etkililer yetkilileri etkileyebiliyorlar.
Ulaşımda sorumlu tüm birimler ve 30 yıldır esnaf temsilcilikleri yapanlar dahil şapkalarını önüne koymalı, liyakate dayalı
yetkili birimler ve kurullar oluşturmalı.
1085 adet minibüsçü esnafı ve ilgilileri tamircisi, şoförleri on binlere ulaşan nüfusları ile ciddi bir STK ‘dır. Kendilerinin kullanılmasına izin vermemeli, söylenen değil söyleyen olmalıdırlar.
Toplu taşıma araçlarına hat ve güzergâh dağıtımı, daha önceki dönemler gibi rant kapısı olmamalı.
Esnaf temsilcileri sadece bir sonraki genel kuruluna odaklanmamalı, koltuk hastalığından kurtulmalı; fikir, üretmeli köylü kurnazlığı icabı eylemlerden kaçınmalı. Yerel yönetimlerde temsilcileri bulunmalı.
Şehir merkezindeki trafik yoğunluğu toplu taşıma araçlarından kaynaklandığını sanılıyor. 30 yıldır toplu taşıma araçlarının sayısında hiçbir artış olmamıştır. Modern bir ulaşım planında toplu taşıma araçları
Tahsisli yollar ile vatandaşına ulaşabileceği en uç noktaya kadar geçişi olmalı.
Özel araçların artışı sokak ve bulvarları otoparka dönüştürdü. Trafiğe kapalı tarihi caddeler bile otopark görüntüsünde. Otoparklar açmak yerine yetersiz bulvarları otopark yapmaksa bu işin ayrı bir boyutu.
Bir ülkede özel araçların şehir merkezlerinde ki sayısı zenginlik sanılsa da aksine toplu taşıma araçlarını kullanma oranı gelişmişlikle ilgilidir.
Gelişmişlik ile zenginliği karıştırmak bir Ortadoğu hastalığıdır.